• İstanbul 12 °C
  • Ankara 11 °C

Ethem Erdoğan: Taş Sektirme Ustası’nın Çağrıştırdıkları

Ethem Erdoğan: Taş Sektirme Ustası’nın Çağrıştırdıkları

1

"Öyle bir sızı ki bu, anlatmam lazım birine." Cümlesinin herkes gibi ben de muhatabı oldum. Özne-nesne ilişkisi malum. İleti direkt bana gelmiş. Uzun zamandır bunun üstüne düşünüyorum. Eserin bir yönünü öne çıkararak fikir beyan etme itiyadımı bilirsiniz. Geldiğim noktada tamamen gelişine göre notlarımı dizmeye karar verdim. Yazıyı ciddiyetten uzak addedecek okurlar olabilecektir. Onlara da selam ediyorum. Bu yazı da böyle olsun!

Yazarın-anlatıcının sızısı tamamen insani bir odaklanma. Bu da ister istemez okura tesir ediyor. Laf aramızda, "eser" kelimesi "tesir eden" demektir. Bir kitap sizi etkilemediyse ya da bir yazı; onlara kitap ya da yazı demeyin. Yapıt diyebilirsiniz örneğin kitap için, yazı için de karalama veya çiziktirme. Otuz yıl boyunca bendenizi etkilemeyi bir türlü başaramayan müzik şeylerine de "parça" dediler. Eser diyemediler! Her neyse; "İnsan nasıl oluyor da daha önce görmediği birine bu kadar ısınabiliyor? Hiç konuşmadan yan yana otursak yine de anlaşabilirdik onunla. Bir şey anlatmamıza gerek yoktu. Eskiden tanışıyor gibiydik, çok eskiden." (sf.64). Bu içtenlikle cümle kuran kişi, yazar olsun olmasın zaten elest bezminde ruhlarımızın tanışıklığı üzerine hiç kimse olumsuz bir söz edemeyecektir. Bu arada son alıntıda kaç çeşit kip olduğuna dikkatinizi çekmek isterim. Çünkü dikkat etmediğinize eminim. Nasıl emin olabilirim değil mi? Şöyle, cümlelerin retoriği o kadar güçlü ve samimiyeti o denli şedit ki, dikkat etme ihtimaliniz sıfır! Resul Bulama ilginç bir şey başarmış: konuşma dilini yazıya uygulamak! Bunu yapmak hiç de kolay değil.

2

Bir taşın kaç yüzü olduğunu usta bilir. Eskiden duvar ustaları taşın bir yüzünde muhakkak güzelliği bulur ve duvarın insana dönük yüzüne, en dış veya en iç kısma, koyardı. Modernizm kahrolsun! Bunu da elimizden aldı. Tuğla, briket ve ytong gibi malzemeler fabrikasyon mamul olduğundan mütevellit zaten düz imal ediliyor. Bu eşyanın tabiatına aykırı. Çünkü ustalık ölüyor. Resul Bulama da o eski ustalar gibi. Taşların güzel yanını bulmuş anlatmak için. Ancak yanılmayalım; taşların bir yönünü anlatırken insanların da bir yönünü anlattığını unutmayalım. Zaten günümüzden bir pencere açıp bakarsanız bir kamyonun arkasında "insanlar çoğaldıkça insanlık ölüyor!" gibi cümleler görebilirsiniz. İnsan eşittir taş. Bu noktada insanın katılaşması kadar ve ondan daha sert cümlenin taşın katılıktan çıkması, çıkarılması olduğunu görürsünüz. İşte onlardan biri: "Bir tek safiri gördüm, kıyıda yalnız yatan. Suya en yakın yerde, benim gibi yorgun. Renginin parlaklığı gitmiş. Sırtı bana dönük, denizi seyrediyor. Belki o çevirdi onları. Geride başka iz yok. Safiri alıyorum elime. Biliyorum ne istediğini. Gidenlerin peşinden fırlatıyorum onu da. Denize kavuşmaktan mutlu, sekerek kayboluyor gözden. Suya dalmadan önce son bir defa bana bakıyor. Hiç kimseye anlatma diyor bunları. Ben de batan bir taş gibi içimde tutuyorum" (sf. 67). Taşların bir yönünü anlatırken insanların da bir yönünü anlatıyor demiştim ya yukarıda, gördüğünüz üzere insanların taşlaştığı bu modern zamanda Resul Bulama taşları nasıl insanlaştırmış. Taşın isteği, taşın kavuşması, taşın mutluluğu vb. insana mahsus özellikleri zarifçe ve naifçe taşa yüklediğini görüyoruz. Taş adeta canlanıyor, düşünüyor, konuşuyor… Hep söylediğim gibi, gerçeği anlatmak, hatta bir kamera gibi göstermek falan anlatıcılığın yanında hele hele de cansızı canlandırmanın yanında hiçbir şeydir. Hikâyenin popüler olduğu bir zamandayız madem, hikâye yapan hikâye yazarları; hikâye anlatıcılarından örnek alsınlar! Esas olan belki de anlattığın şey değil, şeyi nasıl anlattığındır. Bu cümle estetikle retorik arasındaki farktan yola çıkılarak kurulmuştur. Anlattığın şey önemli olmaksızın güzel anlatmak retoriktir. Anlatma şekli önemli olacak şekilde söylüyorum, güzeli anlatmak da estetiktir. Resul Bulama hikâyeleri tam olarak bu eksende düşünülüp değerlendirilmelidir.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/tas-sektirme-ustasinin-cagristirdiklari-k5638.html

Bu haber toplam 216 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim