• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C

Fatma Gülşen Koçak: ‘Yapay Zekanın En Büyük Sorunu Seküler Ve İslamofobik Olması’

Fatma Gülşen Koçak: ‘Yapay Zekanın En Büyük Sorunu Seküler Ve İslamofobik Olması’

Yapay zekanın insanlığı yok edeceğine dair senaryoları yapay zekanın abartılmış gücünün propagandası olarak yorumlayan Doç Dr Ahmet Dağ; ’’Bunun yapılmasının en büyük nedeni yapay zekanın gücünü abartarak insanın mağlubiyet hissi yaşayarak teslim olmasını sağlamak’’

Yapay zeka üzerine dünyada önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmeler yeni tartışmalara da sebep oluyor. Özellikle yapay zekanın insanlığı tehdit ettiğine dair fikirlere karşı önemli imkan doğurduğu fikri de güçlü bir şekilde vurgulanıyor. Konuyla ilgili önemli çalışmalar yapan Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç Dr Ahmet Dağ ile yapay zekanın insanlığa sunduğu imkanları ve tehditleri konuştuk.

Yapay zeka insanlık için bir tehdit unsuru mu yoksa fırsat mı?

İnsanlık tarihinde teknik veya teknoloji, tek başına ne tehdit ne de fırsat olmamıştır. Teknik veya teknoloji, bünyesinde fırsatlar taşımakla beraber tehditler de taşır. İnsanlık tarihinin yüksek teknoloji ürünlerinden biri olan yapay zeka da içinde fırsatlarla birlikte risk ve tehlike barındıran bir yapıya sahip. Zira bir anlamda düşünen bir makineden bahsediyoruz. Yapay zekanın heklenebileceği riski taşıdığı gibi bilinç kazanabileceğinden de bahsediliyor. Dil ve bilinç kazanması çok zor olsa bile şu anda edindiği yetenekler bakımından ciddi riskler taşımaktadır.

Risk barındırması uzak durmamızı gerektirmiyor değil mi?

 Yapay zekanın riskler barındırması ondan vazgeçmemizi veya ona karşı sert bir tutum edinmemizi gerektirmiyor. Zira insanlık yüzyıllardır ciddi risk barındıran hatta tecrübe edilmiş katillik aracı olsa da bıçaktan bile vazgeçmedi. Ulaşım, iletişim, sağlık, eğitim hatta hukuk alanlarında kullanılan Yapay zekanın hayatı kolaylaştırıcı tarafı görmezden gelinemez.

YAPAY ZEKA TEHDİTTEN ÇOK FIRSAT SUNUYOR’

Bu konudaki en büyük sorun nedir sizce?

Yapay zeka çalışmalarının şu an en büyük sorunu, Batı hegomanyası eksenli olduğu için etnosantrik, eril tahakkümlü, seküler ve İslamofobik olması. Tüm bunlara bağlı olarak Yapay zekanın din, etik ve gelenekle ilişkin sorunları var. Dolayısıyla biraz da insanla ve varoluşunu oluşturan değerleriyle hesaplaşma içinde olması söz konusu. Yapay zeka çalışmalarında etikle ilişkin doğacak sorunlu durumlar ortadan kaldırılmadığı takdirde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz.

Bu tür riskler içerse de ben yapay zekanın tehditlerden daha çok fırsatlar sunduğunu düşünüyorum. Nitekim 20 yıldır bu fırsatlardan faydalanıyoruz, daha da faydalanacağız.

YAPAY ZEKA GÜVENLİĞİ SIKINTIYA SOKABİLİR

Yapay zekanın hakimiyetiyle birlikte devletler iktidar ve güvenlik problemi yaşar mı?

Yapay zeka uygulamalarında büyük şirketlerin olması, devletlerin arka plana atılması sermaye sahiplerinin ve şirketlerinin ön planda olması söz konusu. Bu durum devletlerin iktidar ve güvenliğini sıkıntıya sokabilir. Devletlerin tamamının olmasa da önemli bir kısmının yapay zekanın gücü ve olası hâkimiyetinin farkında olduklarını söyleyebilirim. Başta ABD, Çin, Rusya, Hindistan gibi devletlerin ve AB ülkelerinin hem yapay zekaya yaptıkları yatırımlar hem de yapay zekanın doğuracağı riskleri dikkate almaları bu sürecin farkında olduklarını gösteriyor.

TÜRKİYE SÜRECİ YAKINDAN TAKİP EDİYOR

Türkiye devlet olarak süreci nasıl yönetiyor?

Türkiye devletinin de sürecin farkında olduğunu söylemeliyim. Cumhurbaşkanlığına bağlı yapay zeka Uygulamaları Daire Başkanlığı, üniversitelerde yapay zeka üzerine açılan enstitü, merkezler ve bölümler-programlar, büyük Türk şirketlerinin yapay zeka uygulama alanını içeren sermaye yatırımları sürecin farkında olduklarının önemli göstergelerindendir. Yapay zeka çalışmaları devletlerin iradesi dışarıda tutulacak olan çalışmalar değil zira başta can güvenliği olmak üzere gizlilik, cinsellik ve mahremiyet alanlarını ihlal edecek içeriği taşımaktadır. Nitekim devletlerin süreci kontrol etmesi gerektiğini S. Hawking, F. Fukuyama, H. Kissenger ve E. Musk gibi isimler de söylemişlerdir. Devletler, süreci kontrol hem de ilerletmesi gerektiği zarureti içinde olduğunu bilmeli. 

Yapay zeka insanlardaki  hangi alışkanlıkları değiştirir sizce?

Yapay zeka zaten hayatımızı şimdiden belirleyen önemli bir etken. Bilgisayarın internetle buluşması yaşam pratiklerimizi değiştirmişti. Bu değişim internetin yapay zeka ile buluşmasıyla daha radikal bir sürece evrildi. Zira nasıl giyineceğimizi, ne yiyeceğimizi, nasıl sağlıklı olacağımızı, neyi gündem edeceğimizi veya düşüneceğimizi -dijital araçlarla meşgul olmamıza bağlı olarak- algoritmalar belirlemektedir. Yapay zeka, hayatı daha hızlı ve daha az hatalı yaşamamıza imkân tanıyor. Anında veya ivedi olarak ürünlerimizi sipariş edebiliyoruz, bankacılık uygulamalarımızı ve biletleme (ulaşım) işlemlerimizi yapay zekanın verdiği imkânlarla sağlayabiliyoruz.

TOPLUMSAL HAYAT DEĞİŞİM GÖSTERDİ

Toplumsal hayat biçiminin değişmesinde ne gibi etkileri oldu?

 Toplumsal hayat biçimi son 20 yılda yani yapay zekanın yaygınlaşmasıyla çok hızlı bir değişim gösterdi. Toplumsal hayatta olan radikal değişim hâliyle gelenekleri de aşındırdı. Düğün merasimleri bile farklılaştı zira aranjmanlar hatta gelinlik seçimleri dahi yapay zeka yardımıyla yapılmaktadır. Geleneksel mecralar ve geleneksel kurumların değişmesi kaçınılmazdır. Bu evrilme ani olmayacak yavaş yavaş olacak diye düşünüyorum. Yeme içme dahil her şeyimizin farklılaştığını zaten dünya gözümüzle görüyoruz.

İNSAN DEVRE DIŞI KALMAZ

Yapay zeka gelecekte insanı birçok alanda devre dışı bırakır mı?

Yapay zekanın bir insan kadar zeki olmasını beklenmesinin veya onun insan eğilimleri ve yargıları edinmesinin yersiz olduğunu iddia etmekle beraber Yapay zekanın insanların işlerini onların ellerinden almalarının muhtemel olduğu da iddia edilir.

Yapay zekanın istihdam alanını daraltacağı veya insanın elinden işini alacağına dair söylem ve senaryolar var. Fakat ben insanın devre dışı kalacağı bir dünyanın çok mümkün olmadığını düşünüyorum.

YAPAY ZEKANIN PROPAGANDASI

Yapay zekanın insanlığı yok edeceğine dair senaryolar gerçeği tam yansıtmıyor mu?

Yapay zeka henüz gelmemiş gibi davranıyoruz oysa yapay zeka 20 yıldır çok aktif biçimde hayatımızda daralan bir piyasa da söz konusu değil aksine sürekli artan istihdam alanları ile karşı karşıyayız. Çok farklı iş türleri doğmuş ve doğmaya devam etmektedir. Yapay zekanın insanlığı yok edeceğine dair senaryoları yapay zekanın abartılmış gücünün propagandası olarak görüyorum. Bunun yapılmasının en büyük nedeni yapay zekanın gücünü abartarak insanın mağlubiyet hissi yaşayarak teslim olmasını sağlamak. Yani ortada bir iktidar mücadelesi söz konusu. İnsanlık tarihinde insanoğlunun ilk defa zeki bir varlıkla birlikte yaşadığını söyleyebiliriz. Kapitalizim kendine yapay zekanın gücünü eklemleyerek yeni bir güç ve alan devşirmeye çalışmaktadır. Kapitalizim mekanik düzenden sibernetik bir düzene geçiş yaptı. Bu durum meselenin daha da sofistikleşmesini sağladı. 

EĞİTİM DÖNÜŞÜME UĞRAYACAK

Yapay zekadan eğitimde ve akademide nasıl istifade edilecek?

Edineceği veri üzerinden derin ve makine öğrenmenin imkânlarından faydalanan teknolojiyle eğitim arasında sürmekte olan yarış, sonun gelmesi söz konusu olabilir. Çünkü makineler, artık yüksek vasıflı işler de gözlerini dikmeye başladılar. Makinelere karşı yarışmak yerine onlarla birlikte yarışmayı öğrenmeleri tavsiye ediliyor. Böylesi bir yarış sürecinde eğitimcinin de eğitimin içeriği de dönüşüme uğramak zorundadır.

 Soft teknolojilerin gelişmesi; eğitim-öğretim sisteminin programlarını, yöntemlerini, ders türlerini ve içeriklerini eğitimci sıfatını kökten değiştirecektir. Zira küreselleşme ve bitmek bilmeyen küresel mali etkiler gibi diğer eğilimler de muhtemelen eşitsizlikte yaşanan bu artışa katkıda bulunmuştur. -Söz konusu teknolojilere ilaveten yapay zeka çalışmalarının güç ve serveti teknolojik bir seçkin sınıfın ellerinde toplayarak eşitsizliği daha da artıracaktır. Genetik olarak geliştirilebilen zeka ve ilgili olgular, zihnin ve bedenin özellikleridir. Asıl mesele; genetik değişikliklerin geri döndürülemezken, eğitimsel değişikliklerin geri çevrilebilir olmasıdır.

Bilginin sermayeyle ilişkisini daha da derinleştiren bu alanlar, devletler ve milletler arasında gelir durumunu da farklılaştıracak teknolojilerdir. Eğitim-öğretim programları, müfredatları, yöntem ve içeriklerinin yanı sıra yeniliklerin farkında olan eğitimcilere ihtiyacı meydana getirmektedir.

YAPAY ZEKA İLE İDEAL SANAT MÜMKÜN DEĞİL

Yapay zeka edebi eser üretiminde insanın verdiği özgünlüğü ve derinliği verebilecek mi?

Yapay zekanın insanın zevklerini, beğenilerini, estetiğini ve metafiziğini yakalaması mümkün değil. Zira ben yapay zekanın "ben" duygusunu elde edebileceğini veya vicdan denen düzleme sahip olabileceğini düşünmüyorum. "Ben" ve "Vicdan" insana sanat yaptırabilen iki mühim yetidir. Her ne kadar yapay zekanın şiir yazdığı, resim, heykel ve mimari gerçekleştirdiği, söz yazıp beste yaptığı söylense de değer açısından sanat olarak görülebilir mi zannetmiyorum. Fakat şöyle bir durumla karşı karşıyayız. İnsanın sanat bağlamında değer ve beğeni anlayışı çok farklılaştı. Duvara yapıştırılan muz kabuğu sanat eseri muamelesi görüyorsa insanın sanat anlayışı değişmiştir zamanla yapay zekanın algoritmik/niceliksel ürünlerini sanat olarak görebilir. Fakat ideal sanat düzleminde sanat eseri midir? Bence hayır.  

BATIDA YAPAY ZEKA TARTIŞILIYOR

Batıda yapay zeka tartışmaları ne durumda neler konuşuluyor?

Yapay zeka üzerine oldukça çok sayıda araştırma enstitüsü, merkezi ve ARGE çalışmaları var. Fakat sunu söylemeliyim ki yapay zeka çalışmaları konusunda Batı (Avrupa ve ABD) dışı ülkeler yukarıda ifade ettiğim gibi Çin, Rusya ve Hindistan gibi ülkeler daha iyi durumda. Avrupa ve ABD, yapay zeka ve etik düzlemini ihmal etmeden çalışmaktadır. Birçok araştırma ve sermaye kuruluşları bu meseleleri de hesaba katarak çalışmaktadırlar. Diğerlerinin bu konuda çok iyi olduğunu söyleyemem. Oysa etik dışı gelişen yapay zekanın insanlık için ciddi sorunlar ve riskler doğurabilecek potansiyel taşımakta olduğunu bilinciyle yaşamalıyız.

 

 

Bu haber toplam 197 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim