• İstanbul 13 °C
  • Ankara 13 °C

Genç kalemler genç yürekler

Fatma Gülşen KOÇAK

Türkiye Yazarlar Birliği yaklaşık kırk yıldan beri ülkemizin kültürüne sanatına katkı sunmaya devam ediyor. Mehmet Doğan öncülüğünde hizmete başlayan bu güzide kurum geride kalan kırk yıla rağmen kendisini sürekli yenileyen çağın şartlarını günümüzün gerekliliklerini doğru okumayı başarmış bir kuruluş.

İnanan insanların sivil  toplum alanında yeteri kadar etkin olduğu söylenemez. Bunun elbette birçok sebebi var. Sivil topluma olan ihtiyaç bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir mesele. Özellikle devletin tıkandığı noktalarda alan açmak ufuk genişletmek bakımından kıymeti tartışılmaz. Türkiye bu tecrübeyi yeni yeni kazanmaya başlıyor. Bu tecrübenin bize gösterdiği şöyle bir gerçeklik var. Sivil toplum çalışmalarında bir alan belirlemek ve mümkün mertebe o alanın dışına taşmamak gerekiyor. Ülkemizdeki tema merkezli dernek çalışmaları istenilen seviyede değil. Buna rağmen kırk yıl öncesinden kültür sanat alanında merkezini belirleyip şartlar ne olursa olsun bu alanın dışına çıkmayan Türkiye Yazarlar Birliği örnek bir hizmet grafiği sergiliyor.

KÜLTÜRE OMUZ VERMEK

Dernek vakıf çalışmaları gönüllülük esasına dayalı olduğu için yorulmalar darılmalar daha çabuk olabiliyor. Bu sebeple çoğu zaman bütün yük bir omuzun kahramanlığına terkediliyor. Eğer bu bu omuz sahibi dağ gibi bir yüreğe yıpranmaz bir sinir sistemine yorulmaz bir bedene işleyen bir zihne sahipse çalışmalar hız kesmeden yürüyor hizmet büyüdükçe büyüyor. Türkiye Yazarlar Birliği'nin bütün yükünün yüklenicisi gençleri yeni nesilleri yüreklendiricisi kırk yıl boyunca Mehmet Doğan olmuş. Başka ülkelerde olsa bu başarı Cumhurbaşkanlığı Büyük ödülü veya Kültür Bakanlığı Özel ödülü ile taçlandırılırdı. Ama bildiğim kadarıyla henüz böylesine bir takdir gerçekleşmedi. Bu ödüle Sayın Doğan'ın elbette ihtiyacı yok ama devletimizin bu  çabayı göz ardı etmeme gibi bir ödevi bir sorumluluğu var.

Mehmet Doğan sadece Türkiye Yazarlar Birliği gibi memleketin yüz akı bir kurumu uzun yıllar boyunca ayakta tuttuğu için değil irfan hayatımıza sunduğu görkemli eserleriyle de alkışı takdiri hakediyor. Hangi vicdan sahibi Doğan'ın dil mücadelesini görmezden gelebilir. Hangi izan sahibi onun hazırladığı Büyük sözlüğe bigane kalabilir. Daha da ötesinde Batılılaşma İhanetini deşifre eden usta kalemi kim anlamamazlık edebilir?

Necip Fazıl'ın Cemil Meriç'in Sezai Karakoç'un ve diğer irfan öncülerimizin nesillerimiz üzerinde nasıl bir hakkı varsa üzerimizde Mehmet Doğan'nın da hakkı vardır. Yazılarıyla kitaplarıyla yerli milli bir duruş adına öncülük öğretmenlik yapmıştır. Yetiştirdiği öğrenciler bugün ülkemize dışarıdan bakan küçümseyen aydın kompleksiyle değil içeriden yerli değerlerini kuşanmış bir kimlikle vatanımıza hizmet ediyorlar.

ANLAMLI ÇABA

Bugüne kadar kültür hayatımıza özel etkinlikler kazandırmış TYB. Türkçe'nin Uluslararası Şiir Şöleni Şehir Yazarları Kongresi Kültür Sanat Ödülleri Edebiyat Mevsimi bunlardan sadece birkaçı.

Ben özellikle bizzat katılarak büyük heyecan duyduğum Genç Yazarlar Kurultayı'ndan bahsetmek istiyorum. Gençleri ihmal eden hiçbir kurum geleceğe güvenle bakamaz. Bu sebeple TYB'nin gençleri merkeze ala bu çalışması büyük anlam taşıyor. İstanbul'dan yoğun programım arasında davet aldığımda büyük heyecan duydum. Ankara'ya ulaşıp gençlerin kıpır kıpır yüreklerine ortak olmak ustaların onların ellerinden tutarak gençleri geleceğe taşıma çabasına şahit olmak benim için unutulmaz bir güzellik.

ENTELLEKTÜLE BİR KONUŞMA

Genç Yazarlar Kurultayı açılış konuşması Mehmet Doğan' Beyefendinin entellektüel ziyafetine dönüştü. Divanü Lügati't Türk'ün genç tarifiyle başlayan Doğan kendisini can kulağıyla dinleyen güzel gönüllü topluluğa genç yaşta neler yapılabileceğini veciz şekilde özetledi. Şeyh Galib'in Hüsnü Aşk'ı 25 yaşında yazması söze can kelimelere hayat bahşetmesinin bereketini anlattı. Yine Şiirin en büyük ustalarından Necip Fazıl'ın yirmili yaşlarında yazdığı şiirlerin edebiyat dünyasını nasıl sarıp sarmaladığını Ömer Seyfettin'in gençliğinde bir ülkeye yetecek hikaye hazinesi kazandırdığını hatırlattı. Yine Nurettin Topçu üstadımızın İsyan Ahlakı eserini 25 yaşında yazmasının anlamını bütün gençlere hissettirdi. Yazmanın nefsi bir gayeyle değil ülkemiz milletimiz hatta bütün insanlık için sorumluluk gerektiren bir uğraş olarak görülmesi gerektiğini vurgulaması gayet manidardı.

BIÇAKÇI’DAN  ANLAMLI DESTEK

Doğan'ın ardından Gençlik ve Spor Bakanlığı Proje Koordinasyon Genel Müdürü Mehmet Bıçkıcı konuştu. Kendileri yaptığı konuşmada zihinsel duygusal ve bedensel olarak güçlü ve vizyoner bir genç kimliğin oluşmasının önemine değindi. Bu tür kültür ve sanat projelerini bakanlıkça özellikle desteklediklerini ve desteklemeye de devam edeceklerini söyledi. 

YENİ BAŞKAN TAZE HEYECAN

Yakın zamanda TYB Genel Başkanlığı görevini üstlenen Prof Dr Musa Kazım Arıcan da akademisyen titizliği sorumlu aydın bilinciyle yaptığı konuşmasında Gençlere  Hakkı yazmanın Hakkaniyetli davranmanın Hakikatin tarafında olmanın erdeminden bahsetti. Sahte bir cennet oluşturmak için değil gerçek bir dünya için yazmak gerekliliği üzerinde durdu. TYB'nin gelecekteki çalışmaları açısından geçmişin birikimini değerlendireceği izlenimi uyandıran Arıcan Türkiye Yazarlar Birliği'nin yakın zamanda büyük atılımlara gebe olduğunun müjdesini de vermiş oldu. Çiçeği burnunda başkanın hocalık vasfından dolayı gençlerle rahat diyalog kurması onların dilinden daha iyi anlaması büyük bir kazanç olacak diye ümid ediyorum.

USTA YAZARLAR GENÇ BAKIŞLAR

Kızılcahamam'da doğanın katıksız güzelliği içerisinde kurultaya katılan gençler hem oksijen depoladılar hem de tecrübeli yazarlardan birikimlerini dinleme fırsatı yakaladılar. Neredeyse bütün gençlerin yazarları dikkatle dinlemeleri not almaları beni çok sevindirdi. Usta Yazarların da gençlere tecrübelerini aktarmadaki cömertlikleri takdire şayandı. Hicabi Kırlangıç, Mustafa Aydoğan, Cihan Aktaş, Necip Tosun, Mehmet Doğan titizlikle gençlerle ilgilenip onlara ışıklarından saçmayı ihmal etmediler.

GELECEK VADEDEN GENÇLER

Kurultayda aydınlık yüzlü gençlerle tanışmak yarına dair ümitlerimi de artırdı. Gençlerimizin kültürle sanatla bu denli ilgili olmaları çok güzel.

Dedesinin Kore Savaşındaki anılarını Yaşayan Tanık isimli kitap yazarak ölümsüzleştiren Gizem Delik mutlaka bahsetmem gereken gençlerden birisi. Güney Kore tarafından başlatılan 21 ülkeyi kapsayan yarışmada birincilik kazanır. Bu eserle aynı zamanda Olağanüstü yazarlık ödülünü de kazanır. Kitap halen Kore'de satılmakta Koreli okuyucuların ilgisine sunulmuştur. Gizem Dilek'in bu gayreti  diğer gençlerimize de örnek olacak cinsten.

Beni ümitlendiren diğer gencimiz Burak Çelik kardeşimiz. Talihsiz bir trafik kazasıyla imtihanlar dünyasında kendi imtihanıyla başbaşa kalan kardeşimiz  zorlukları ve zor zamanları kaleme sığınarak aşmaya çalışır. Yazdığı kitaplarla hayata tutunmaya başlar. Yayınevlerinin ilgi göstermemesine aldırmadan yazmaya devam eder. bu kutsal inad bitmez ve sonunda yazdıkları kitap olarak yayınlanır. Dergilerde yazıları çıkmaya başlar. Dilinin sivriliğinden dolayı anlaşılma problemi yaşadığını düşünen genç yazar  dilini makul seviyeye çekmesi gerektiğinin bilincinde. Yazarlar Birliği ile tanışmasının kendisi için büyük zenginlik olduğunu belirten genç yazar yazmaya okumaya inatla devam edeceğini söylemesi çok anlamlı. Diğer gençlerimizin çabaları kitapları dertleri ve dergileri de yazılması gerekiyor ama maalesef yer sınırından dolayı sadece bu iki yazarımızı anmakla yetineyim.

DOSTLUK KÖPRÜSÜ KÜLTÜREL ÇALIŞMALAR

Bütün faaliyetlerin aslında özündeki en önemli özellik yeni dostlarla tanışmanız ya da eski dostlarınızla hasret gidermenize vesile olması. Genç Yazarlar Kurultayı dolayısıyla da benim için manevi bir derinliği olan yeni tanışmalara vesile oldu.  Kıymetli Üstadım Ferhat Koç'un sevgili kızı Rümeysa kardeşimle ve sevgili eşi Hülya annemizle  tanışmak bana büyük armağan oldu. Kötülerin ve kötülüklerin çoğaldığı bir çağda iyi insanlarla tanışmak kucaklaşmak insana iyi geliyor. Dostluğun kardeşliğin şifa sunan bir yanı olduğuna inanan biriyim. Pozitif insanların enerjisi bana çabuk geçer. Bu iki güzide ismin de yaydığı pozitif enerjiyle yenilendiğimi yorgunluklarımın bittiğini hissettim. Allah cc sayılarını artırsın. Nezaketleri ve samimiyetleri karşısında mahcub olduğumu da söylemeliyim. Bu yazı vesilesiyle teşekkürlerimi yineleyeyim. Yine İstanbul'da Nurettin Topçu programında tanıştığım Mehmet Doğan Beyin kıymetli eşi Hatice Hanım da Her başarılı erkeğin arkasında asil bir kadın durur sözünü doğrularcasına naif bir şekilde misafirlerle ilgilendi. Bu Osmanlı hanımefendileri gençlere sadece yazmak değil yaşamak da önemlidir mesajını duruşlarıyla konuşmalarıyla vermiş oluyorlardı.

Program herkesin memnuniyet ifadeleriyle sona erdiğinde dilimizde bir cümle  tebessüme durdu: Teşekkürler TYB  Tebrikler Gençler.

Milli Gazete

 
Bu yazı toplam 634 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim