***
Önsöz
“Tövbe yâ Rabbi hatâ râhına gittiklerime
Bilüb ettiklerime bilmeyüb ettiklerime”
Hatıralarımın başına geçirdiğim bu beyit yerine aziz dostum Ahmet Haşim’in:
“Bize bir zevk-i tahattur kaldı
Bu sönen gölgelenen dünyada”
mısralarını koyabilirdim ama, şu var ki, arkamda bıraktığım uzak geçmişi hayalimde tekrar yaşarken “zevk” diyebileceğim bir şey duymamaktayım. Hattâ, tam tersine, hayıflanmaya, yerinmeye ya da hayal kırıklığına benzer birtakım yürek sıkıntılarına kapılmaktayım. Çünkü, o geçmişte birçok yanlış davranışlar, kaçırılmış fırsatlar, erişilmemiş amaçlar görmekteyim. (Sayfa 11)
Mehmet Rauf
İlk gençlik çağımda, beni en derin bir tesir altında bırakan kitaplardan başlıcası, Edebiyat-ı Cedide romancılarından Mehmet Rauf’un Eylül romanı olmuştur. Bunun sebebi de -şimdi yaptığım ruh tahliline göre- hayalimde yaşadığım büyük aşklardan birinin en tipik örneğini bu romanda buluşumdur. Kaldı ki, Halit Ziya ve Hüseyin Cahit gibi üstadlar Eylül’ü bir şaheser ve yazarını bir dahi olarak ilan etmekte birbirleriyle adeta yarışa girmiş idiler. (Sayfa 13)
Devamı: https://edebifikir.com/kitap/genclik-ve-edebiyat-hatiralari.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.