Okuma notları
"Bilgi, her şeyin en üstünde olan Kuran'ın nurundan elde edilen bir nurdur. Nasıl bir lambadan başka bir lamba yakılırsa, bütün bilgi de nur üzerine nur olan Kuran'dan gelir. Evladım, Allah'a şükürler olsun ki nurumuzu O'ndan alabilelim diye bize Kendisi'nin göklerin ve yerin nuru olduğunu öğretti. Bu yüzden nurumuzu kendi gerçek kaynağında arayalım!"
Ebu El-Abbas Bin Tacah/Endülüs Sufileri
"Her halukârda insanın bu dünyaya manen yükselmek amacıyla geldiğini, kötülük dediğimiz şeyi yenmek, kaynağı egotizmde yatan kötülüğü yenmek için geldiğini anlaması lazım. Egotizm, insanın kendi kendisini sevmesinin, sevgi kavramına dair hatalı bir kavrayışı olmasının bir semptomudur. Her şeyin deforme olmasının kaynağı budur. Bilimimizin budalalığı, hataları ve yıkıcı sonuçları, kadınların doğru zamanlarda iktidarı almamalarının değil, insanın manen yüksek seviyeye çıkamamış olmasının sonucudur. İnsanlık manevi değerler doğrultusunda ilerleseydi, bir enerji kaynağı değil manevi bir kaynak arayışına girseydi, o zaman bu konuştuğumuz hiçbir şey gündemimizde olmayacaktı. O zaman insan manevi bir sürecin denetiminde uyum içinde gelişecekti. Manevi sürecin entelektüel süreç gibi böyle bir tek taraflılık yaratabileceğini sanmıyorum. Maneviyat, uyum kavramını içerir zaten. Ne kadar haklı olursanız olsun, başka her şey ikincil önemdedir."
Andrey Tarkovski/Şiirsel Sinema
"Çocukların neyi, niçin istediklerini bilmedikleri konusunda, bütün yüksek öğretmenler ve hocalar hemfikirler; ama çocuklar gibi yetişkinlerin de bu yeryüzünde sendeleye sendeleye dolandıkları, onlar gibi, nereden gelip nereye gittiklerini bilmedikleri, aynı biçimde gerçek amaçlar için uğraşmak yerine, bisküvi, pasta ve huş sütlacıyla yönetildikleri konusuna gelince: kimse buna inanmak istemiyor, ama sanırım, elle tutulacak denli açık bu."
Johann Wolfgang von Goethe/ Genç Werther'in Acıları
"Gerçek dua bazı formülleri yalnız ezbere okumak değil, ruhun Allah'ta eridiği mistik bir hal demektir. Bu hal akli özellik taşımaz. Öyle ki filozofa ve bilim adamına anlaşılmaz ve erişilmez olarak kalır. Dua için de, tıpkı güzel ve aşk kavramları gibi, hiç bir kitap bilgisine gerek yoktur. Sade insanlar, güneşin ısısını veya bir çiçeğin kokusunu ne kadar doğallıkla duyarlarsa Allah'ı da öyle algılarlar. Fakat Allah, sevmesini bilenler için bu kadar cömert iken, tek kaygısı anlamak olanlara kendini göstermez. Onu tanımlamak gerekince fikir ve söz yetmez. Bundan dolayı dua, aklın karanlık gecesi içinden geçen bir aşk hamlesinde en yüksek ifadesini bulur."
Dr. Alexis Carrel/Dua
"Dedi ki: Şimdi ey dost, aynayı elime ver de bakayım diyorsun! Buna bir bahane bulamıyorum, sözünü kıramıyorum, ama gönülden bir bahane bulayım da aynayı sana vermeyeyim diyorum. Çünkü senin yüzünde bir kusurun var desem, belki ihtimal vermezsin, eğer aynanın yüzü kusurludur desen daha beter olur. Sevgi bırakmaz ki bir bahane bulayım. Şimdi diyorum ki, aynayı eline vereyim, ancak aynanın yüzünde bir kusur görürsen onu aynadan bilme; aynada sonradan olmuş bil! Onu kendi hayalin bil, yahut kusuru kendinde bul! Bari benim yanımda aynaya bakma. Şart odur ki aynanın yüzünde kusur bulmayasın. Eğer kendine de kusur bulamıyorsan, bari o kusuru bende bul ki aynanın sahibiyim. Aynayı kötüleme!"
Şems-i Tebrizî/Makâlât
04.10.2010 Yeni Şafak






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.