• İstanbul 20 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 24 °C
  • Konya 23 °C
  • Sakarya 21 °C
  • Şanlıurfa 27 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 24 °C
  • Bolu 22 °C
  • Bursa 22 °C

Günümüzün Anlatıcıları: Hatice İbiş İle Konuştuk

Günümüzün Anlatıcıları: Hatice İbiş İle Konuştuk
Kişiyi yazmaya yönelten temel etken hayaller mi yoksa gelişen şartlar mı? Ya da diğer bir etken... Sizde hangisi daha etkili oldu?

Yazma yolculuğunda insana yön veren bir çok etken var elbette. Kişiye, zamana ve zemine göre değişir tüm bunlar. Sınırlandırmak ya da bir kaç maddeye indirgemek çok mümkün değil. Bana gelince çocukluğumdan beri kendimi ifade etme biçimi olarak kaleme sarıldığımı biliyorum. Duygularını rahatlıkla ifade edebilen bir çocuk olamadım hiçbir zaman. Üzdüğümde de üzüldüğümde de bir defter bir kağıt bulup içimde büyüyen ve ağırlaşan kelimeleri kağıda dökerek rahatlattım kendimi. Bu sonrasında günlüklere dönüştü tabi. Uzun yıllar günlüklerle şifalandım. Hatta günlüklerimin okunma tehlikesine karşın daha kapalı bir anlatımın peşinden giderken farkında olmadan metaforlar kullandığımı yıllar sonra fark ettim.

Anlatmanın arkaik yanı düşünüldüğünde, anlatının kutsal yanı var gibi görünüyor. Sizce de öyle midir?

Kutsal kelimesini insan ürünü bir metin için kullanmak genel itibariyle insanı tedirgin etse de anlatının kutsal bir yanının olduğunu düşünüyorum. Özellikle yazarın iradesinden bağımsızlaşan ve kendi kaderini belirleyen metinler söz konusu olduğunda. Bu tecrübeyi yaşamayan yoktur herhalde. Bir hikaye ile anlatı başlar fakat yazar bir noktada metin üzerindeki hakimiyetini yitirir artık metni yazan değil metnin peşinden koşan kişi olur. Kendini başlangıçta hiç düşünmediği bir noktada bulan yazar, metninin bütünüyle kendi ürünü olmadığını hissettiğinde ona bir kutsiyet atfetmiş olur.

Post modern anlatım imkânları bağlamında metinlerarasılık yanında türlerarasılık da gündemde. Hatta aynı metinde hem modern hem de post modern imkânlar birlikte kullanılabiliyor. Bu konunun bir şablona oturması gerekir mi?

Her şeyi sistematik hale getirmek bir şablona oturtmak mümkün olmadığı gibi gerekli de değil. Yazar kaleminin önüne geçecek tüm sınırlandırmalardan azade olmalıdır. Değişen ve dönüşen bir dünyada yaşıyoruz hal böyleyken anlatıyı belli şablonlara sığdırmaya çalışmak yazarın rahat kalem oynatmasına engel olacaktır.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/gunumuzun-anlaticilari-hatice-ibis-ile-konustuk-k6279.html

Bu haber toplam 324 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim