Konu ile ilgili olarak Gazeteci Yazar Halil İbrahim Özdemir: “Ben Mustafa Kutlu’nun biyografik bir romanını yazmak arzusundaydım. Kendisine teklifimi ilettiğimde bana; ‘Roman yerli ve milli bir tür değil. Ben romana karşıyım. Ayrıca hayatımın ailemin ortalara dökülüp saçılmasına da karşıyım’ Şekline bir cevabı olmuştu. Ben de bu defa kendisine; ‘Bir nehir söyleşi yapalım’ demiştim. Buna cevaben de: ‘İstanbul’da pek çok arkadaşım bu tür tekliflerle gelmişlerdi. Ben hepsinin teklifini reddettim. Sana evet dersem onlara haksızlık etmiş olurum’ diyerek o teklifimi de reddetmişti. O gün ayrılmış. ertesi gün tekrar buluşmuştuk. Elinde bir proje ile gelmişti Mustafa Kutlu. Projeye göre Mustafa Kutlu kendi ağzından hayatını anlatacaktı. Ardından Mustafa Kutlu’nun Erzincan bağlamında bazı denemelerini seçip alacaktık. Ayrıca dostları, hikâyeci, şair yazar arkadaşları ile akademisyenlerden Mustafa Kutlu ile ilgili yazılarını derleyip kitaba dönüştürecektik. Öyle de oldu. Ve ortaya “İçimizden Geçen Irmak, Mustafa Kutlu ile Erzincan” adlı kitap çıkmış oldu.” Dedi.
İçimizden geçen Irmak isimli kitapta Prof. Dr. Erdal Akpınar, Romancı Cihan Aktaş, Prof. Dr. Orhan Aktepe, Prof. Dr. Mahmut Abdullah Arslan, yazar, şair Ali Ayçil, Doç. Dr. Adem Can, Prof. Dr. Ekrem Köksal, Eğitimci Muammer Ekti, Şair Mehmet Atilla Maraş, TRT yapımcısı Ekrem Özdemir, Buse Özbek, Prof. Dr. Mehmet Törenek Prof. Dr. Cem Şems Tümer Hikayeci Şenler Yıldız’ın Mustafa Kutlu ile ilgili yazıları yer aldı.
Kitapta ayrı bir bölümde ise Prof. Dr. Orhan Taşkesen’in Mustafa Kutlu’nun resimleri ve desenlerini anlatan bir değerlendirme yazısı yer bulunuyor.
Hakkında pek çok kitap bulunan Hikayeci, Senaryo yazarı, Mustafa Kutlu hakkında Erzincan bağlamında bir çalışma bu güne kadar yapılmamıştı. Bu kitapla büyük bir boşluk doldurulmuş oldu.
Yazar Halil İbrahim Özdemir kitap ile ilgili olarak: “Günümüz Türk hikâyesinin kutup yıldızı şüphesiz ki Mustafa Kutlu’dur. Yazar, bugüne kadar yazdığı hikâye, deneme ve senaryolarıyla Türk insanını yansıtan samimi bir mihmandar oldu. Yazamadıklarınıysa resme aktardı. Bazen de futbol oynadı. Kalabalıklardan ve kargaşadan uzak kaldı. Halkın inancını, düşüncesini, acısını, sevincini hisseden Kutlu; toplumun sosyolojisini, tarihini, kültürünü olanca sadeliği ile kaleme aldı. Onu okuyanlar yazılarında kendilerini buldu, içimizden biri olarak gördü. Onun kendine mahsus bir ‘Fildişi Kulesi’ yoktu. El uzatılınca kavuşulacak mesafedeydi. Kahvehanede, çay ocağında önünde kitabıyla, kalemiyle halkla iç içeydi. Onun için çok sevildi. Toplumun değerlerini savundu. Yazdı çizdi.”dedi.”
Dergah yayınları arasında yer alan kitap 21*13,5 cm ebadında ve 244 sayfadan oluşuyor. Kitabın son kısmında ise Mustafa Kutlu’nun bu güne kadar yaptığı çalışmalar ile küçük bir fotoğraf albümü yer alıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.