Dünkü yazımda, 'Andımız'ın ilköğretimde kaldırılmasını bahane eden muhalefetin haksız saldırılarını ve oportünizmini eleştirmiştim. Hemen şunu ifade edeyim ki,Türk Milleti, bazı hatâlar ve sözler karşısında gocunup üzülse de fırsatçılığı ve istismarı fark etmeyecek kadar aldatılmaya müsait bir millet değildir.
Lâkin, 'Görüşme Süreci' hakkındaki yazılarımda belirttiğim gibi, bir siyaset adamı için nüfusun büyük çoğunluğunu küstürebilecek sözler ve uygulamalar konusunda dikkatli olmak çok önemlidir.
Aslında Türkiye'de, asırlardır beraber yaşayan Türkler ve Kürtler arasında hiçbir önemli kültürel farklılık yoktur.
Dil ve lehçe farklılığı da bugüne kadar hiç 'ayrışma'ya sebep olmamıştır.
Lâkin terör dönemi olarak da adlandırabileceğimiz son 30 yılda, süratle gelişenTürkiye'nin önünü tıkamak isteyenler sunî ayrılıklar oluşturmuş ve ne yazık ki ırkçı- bölücü mahiyette bir 'Kürt Nasyonalizmi'ni bir kısım tabana yaymıştır. Bu yüzden, esasen otoriter bir yönetimden kalma ve günümüzün demokratik ortamına pek de uymayan 'Andımız' kaldırılmıştır. Bundan pek de hoşnut olduğumu söyleyemem ama bölücülerce daha fazla istismar edilmeden Andımız'ın kaldırılması isabetli olmuştur. Bütün bu istismarlar, artık AK Parti İktidarı'nın üst kimlik konusunda görüşlerini açıklığa kavuşturması gerektiğini gösteriyor.
Yazının devamı için: http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/guzel/2013/10/10/tek-cozum-turk-milleti-ust-kimlik-ii































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.