***
Hatırlıyorum, Haydar Ergülen gençliğini anlatırken şöyle yazmıştı: "Öyle inanırdım ki, taşra kasabalarında okunan kitaplar insanın yaşamını şehirlerde okunanlardan daha çok etkiler. Fransız, Rus, Amerikan klasiklerinin böyle olduğu aşikârdı. Ama Tanpınar'a gelince dururdum. Sanki Tanpınar İstanbul'da okunurdu; Kuzguncuk'ta, Ayaspaşa'da, Çemberlitaş'ta..."
Rasyonel bir yanı olmayabilir, olsun! Ben buna hâlâ inanıyorum.***
Fakat mesele artık "Hangi roman nerede okunur?"dan çok ötede...
Asıl soru şu: Şehir yaşamının patırtısı ve temposu içinde romanlara vakit ayırmak ve sakin kafayla oturup okumak mümkün mü?
Bakıyorum da...
İyi edebiyatın talep ettiği sessizlik ve yavaşlık hafta sonlarımızdan bile elini ayağını çekmeye başladı.
Neyse...
Bahar bitmeden hayalimi gerçekleştirmenin yolunu bulsam, çok iyi olacak!
21 Mayıs 2011 Sabah Gaz.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.