Ah, demiştim içimden...
Keşke bizim de "Yahya Kemal'in İstanbul'u" ve "Tanpınar'ın İstanbul'u" diye gezi rehberlerimiz olsa...
Fakat hızla bunu dilemekten vazgeçmiştim.
Ne acı bir tecrübe olurdu o kitapları elimize alıp sokak sokak dolaşmaya çıkmak!
***
Geçen gün Hilmi (Yavuz) Hoca'nın "Bakışlarıyla şehri estetize eden" Tanpınar üzerine Zaman'daki yazısını okurken düşündüm de...
Tanpınar yaşasaydı ve yolu Tophane tarafına düşseydi...
Oradan karşıya bakarken Ayasofya'yla Sultanahmet'in arkasında yükselen iki gökdeleni görseydi...
Yine de manzarayı "estetize" etmeye gücü yeter miydi?
O Tanpınar ki, "şehri güzelleştireyim derken fakirleştirmekten, hayatı soysuzlaştırmaktan" çekinmek gerektiğini vurgulamıştı.
Yaşasaydı ve bir sabah gazeteleri açıp okuduğunda Çamlıca tepesine "dev bir cami" yapılacağını öğrenseydi mesela...
Gidip o yüce Süleymaniye'nin önünde gözyaşı dökmez miydi?
31.05.2012 Sabah































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.