Ey Can!.. Günümüzde konuşulagelen gönül-hatır ilişkisi, olması nâ-mümkün olanın ifa edilmesidir. Bizim üzerinde durduğumuz hatır, kıymete haiz olanın isteğini, hakkaniyet ve adalet üzre gerçekleştirmedir, ricanın yerine getirilmesidir. Adalet terazisinde eğiklik oluşturmayan, gönülleri kaynaştıran, aynı potada eriten ve ruhun sükûnetini sağlayan, geleni misafir bilen, her türlü fedâkârlığın gösterildiği durum, sadece hatır içindir.
Ey Can!.. Kırk senelik hatırı olan bir fincan kahvenin hikâyesini anlatmaya gerek var mı? Düşeni yerden kaldırmanın haneye sevap yazıldığı anlayışımızda, maalesef hatır, manasını gittikçe kaybetmeye başlamıştır. En olmadık isteklerde bulunan, "Hiç hatırımız yok mu?" serzenişi, usulsüzlüğün ilk basamağıdır. Hakk'a bağlılığını yeminle, sözle ifade edenin kalkıp eğriliklerde bulunması düşünülemez. Doğruya yanlışlığın gölgesine tahammülü olmayan bizim, hatırı sayılır olanlardan yana sitemi elbette vardır. Biz, hatırlı olanın yanlışta ısrrarını düşünmeyiz, yanlışı kabullenmeyenin kalkıp günaha selam durmasını düşünemeyiz. "Hâmilî kart yakınımdır." anlayışının ifsad edici yönü ortada iken, ehil olmayana makam ve mevkiî ihdası, kıyameti beklemekle musâvîdir. O'nun gözünü görmenin hatırı değil midir, bunca sahabeyi sevmemiz, O'nun sözünü bize nakledenlere muhabbet duymamız...
Ey Can!.. Manzaralar aldatıcı olsun, gördüğümüzü hayra yoralım!.. Manzaraların aldatıcı olmadığını görmekteyiz ve görülenlerin hayra delalet etmediğini ifade edelim. Hakk etmeyenin iltifatla taltifi, ödüllere boğdurulması, sahibi olmadığı maharetlerle tezyin edilmesi, doğruluk ölçülerine uymaz, miheng taşından geri döner. Hakk'ın gücüne giden her şey, hatırdan yana fakirdir, bu fakirlik içinde yaşayanların yanımızda bir kıymeti olmaz ve dahi bundan söz edilemez.
Ey Can!.. İsteseydik, şahsiyetimizden taviz verir, mevkiî-makam hulyasını gerçekleştirirdik, dünyalık peşinde koşardık, malla mülkle başkasından üste çıkardık, dünyanın birçok nimetine elimiz yakın olur idi. İmtihanla uyarılanlar olarak, geçemediğimiz imtihan korkusuyla, nefsimizi tezkiye ederken, "Bal tutanın parmağını yalama hakkına malik olma" düşüncesinden Hakk'a sığınırız ki bunu kendisinde bir hak olarak görmenin şahsın doğrudan sapmalar içinde olduğunu ihtar etme, üzerimizde bulunan mükellefiyettendir.
Ey Can!.. Hatırı sayılır dostlarımızdan biri, insan nefsinin iki günlük dünya için ebedî dünyasını riske atmasının dünyada rahat yaşama hırsından kaynaklandığını belirtirdi. Emeğinin karşılığı olmayan her şeyin haram olduğunda mutabbık olan ehl-î İlm, çaba harcanmadan, alın teri dökmeden kazanıldığı sanılan içinde herkesin hakkıının bulunduğunu ve böylelikle kazanıldığı sanılan kazancın muteber olmadığını beyan etmiştir. Çok malın haramsız olmadığını herkesin bilmesi lazım. Biz, sadece malın bekçisiyiz, sahibini unutanlar, nasıl elîm bir cezaya müstehhak olacağını hala fikredip, düşünmüyorlar mı? Yeryüzü açlıkla, susuzlukla, bir çok fitneyle fesadla boğuşurken, dünyalık peşinde olmanın manası ne ola? Hatır ilişkileri içinde kazanılan her kuruş, insanlığın hakkının gasbıdır.
Ey Can!.. İsmine daima kâsem ettiğimiz Hakk için, bizim alın terimizin bulunmadığı, emek harcamadığımız hiçbir şeyde hakkımız söz konusu olmaz. Menfaat için birbirinin kıymetini bilenlerin yanımızda hatırı yoktur. Biz, hatırı Hakk'dan korkanların sıfatı bilir ve doğruluktan sapmadıkları müddetçe onların dediğinin bizi bağladığına iman ederiz. Kılıncını çekerek Amr bin Hattab'ın karşısına çıkan sahabî misali, hatırdan düşenin adaletten ayrılmasının söz konusu olduğu bilinmelidir.
Ey Can!.. Sualine ne derecede cevap teşkil edeceğini bilmediğim bu mektubumu, "Hatırlı biri olduğun için cevaplıyorum" dersem, hatırın ne mana taşıdığını daha iyi anlarsın, fehmedersin. Rabbim, bizi eş-dost-gönül hatırı için başkasının hakkı olan maldan, paradan sakındırsın ve hakkımız olana göz dikenlerden de hesabımızı sorsun, alsın, bize dünya gözüyle bunu da göstersin. Bizim edeceğimiz dua, bununla sınırlı olmalıdır, adalet terazisinde.
Ey Can!.. Yazacak o denli, çok konu vardır ki yazdıklarımı kısa biçimde belirtiyor, Rabbimin bizi hatırlı kullarının dualarından mahrûm etmemesini diliyorum. Bilmen lazım gelir ki hatır sahipleri, duaları kabul edilenlerdir. Diğer eşhası sen gönlünden sil ve onları hatır sahibi bilme!.. Daha ne diyebilirim ki bunca sözü ifade ettikten sonra.
26.06.2013
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.