11 Şubat 2022 tarihinde Vakıflar Genel Müdürlüğü Konferans Salonu’nda icra edilen programda yazar Hayati İnanç, Divan Edebiyatı’nın önemi üzerinde durdu ve Divan şiirinden örnekler sundu.
Programının açış konuşmasını yapan TYB Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay, Türkiye Yazarlar Birliği’nin yazarlar arasındaki mesleki dayanışmayı geliştirmek ve Türkiye'nin kültür, sanat, edebiyat ve düşünce hayatına yazarların katılımını sağlamak amacıyla, Mütefekkir Mehmet Doğan tarafından 7 Ağustos 1978’de “Yazarlar Birliği” adıyla kurulduğunu, 1985'te Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Yazarlar Birliği adını aldığını, 1991’de ise “Kamu yararına çalışan sivil toplum kuruluşu” hakkını elde ettiğini belirterek, “ Bu gün itibarıyla 16 ilde şubesi, 6 ilde de temsilciliği bulunmaktadır. 2500’ün üzerinde üyeye sahip en saygın kültür sanat ve düşünce kuruluşudur.” dedi.
Öncelikli Hedefimiz Gençlere Ulaşmak
TYB’nin, Kurucu ve Şeref Başkanı Mehmet Doğan ile Genel Başkan Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’ın olağanüstü gayretleriyle milli, manevi, tarihi, kültürel değerleri araştırmak, geliştirmek, korumak, yaşatmak, gençlere benimseterek yarınlara taşımak amacıyla yurt içinde ve yurt dışında çok önemli projeleri hayata geçirdiğini anlatan yazar-şair Uluçay, “Ankara Şubesi olarak, kültür, sanat ve edebiyat hayatımıza zenginlik katacak; fikir ve düşünce dünyamızı aydınlatacak; anlam dünyamızı mayalandıracak faaliyetler yürütmekteyiz. Gençlerimizin, aslından, yerliliğinden, milliliğinden ve kendisi olmaktan uzaklaşmaması, kültürel yozlaşmayla karşı karşıya kalınmaması için; Türkiye Yazarlar Birliği’nin yüklendiği görevlerin önemi her gün daha iyi anlaşılmaktadır.
Kültür Emperyalizmiyle Mücadele ediyoruz
“43 yıldır milli kültürden beslenen Genel Merkezimizin gösterdiği hedef ve edindiği ilkeler çerçevesinde, imkânlarımız doğrultusunda; iyilik, adâlet, ahlak, merhamet, hakikat, hikmet, fazilet, insaniyet, samimiyet, sevgi, vefa, güven, dayanışma, affetme, alçakgönüllülük, sabır gibi kavramların içini doldurarak; edebi ve kültürel faaliyetlerle, ülkemizin gündemine taşıma derdindeyiz.” Diyen Mehmet Sait Uluçay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tarihi zenginliklerimizi, kültürel mirasımızı, milli ve manevi değerlerimizi, araştırmak ve gelecek kuşaklara aktarmak düşüncesiyle birçok faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Memleketin üstüne çöken kara bulutları savmak için; dilde, kültürde, edebiyatta başlatılan yozlaşmanın önünü kesmek için; gençleri, kültür emperyalizminin cenderesine terk etmemek için, TYB yönetimi olarak bizlere büyük iş düştüğünün farkında oluğumuzun bilinmesini istiyorum.”
Kudretli Padişahlar, Usta Şairler, Büyük Edipler ve Gönül Adamlarıyla tanışma..
Salgın dönemine rağmen birçok etkinliği gerçekleştirdiklerini söyleyen Uluçay, “Bu günkü programımızın Konuğu, nefesi Anadolu kokan, ümmetin derdiyle dertlenen, yüreğini saran memleket sancısını haykıran, çok yakından tanıdığınız ve çok sevdiğiniz Sayın Hayati İnanç Hocamızdır. Divan şiirimizi yüreğine sığdıran Kıymetli Hocam! Tekrar hoş geldiniz. Şeref verdiniz. Davetimize olumlu cevap vererek bizi onurlandırdığınız için TYB Yönetimi adına teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.
Hayati İnanç, hakkında bilgiler veren Uluçay açış konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Zannediyorum ki, Hayati Hocam yer yer sihirli kelimelerle inşa edilen divan şiiri ile yüreğimize dokunacaktır. “CAN VEREN PERVANELER” söyleşisi ile tefekküre giden yolun her durağında, bizleri kudretli padişahlarla, usta şairlerle, büyük ediplerle, gönül adamı velilerle tanıştıracaktır. Aydınlığa çıkan yolu işaret edecektir. Divan edebiyatı ustalarıyla bizleri buluşturacaktır. Yer yer mizahın gücünü ortaya koyacaktır. Klasik eserlerden edindiği heyecanı, her yaştaki gençlerle paylaşmayı kendine hayat tarzı edinen hocamızın biyografisini sizlere okumak istiyordum ancak, sadece dört cümleyle kendisini tanıtmayı seviyor. Kendisinin ifadesiyle: “Denizli, 1961 doğumluyum. İstanbul Hukuk 1984 mezunuyum. Avukatlık yanı sıra yayıncılık, yöneticilik, denetçilik, öğretmenlik ve sunuculuk yaptım. En değerli işin insana yatırım olduğuna inanıyorum” demektedir Sayın Hocamız.”
Uluçay, Hayati İnanç’ın “Can Veren Pervaneler 1-2-3-4-5-6-7; Fabrika Ayarı (Hayati İnanç & Bekir Develi); Sevgi Yukarıdan Gelir; Hayati Dengeler; Aile İçinde (Hayati İnanç & Bekir Develi)” isimleriyle yayınlanan çok sayıda eserleri bulunduğunu anlattı.
TYB Ankara Şubesi Mehmet Sait Uluçay’ın konuşmasından sonra Canveren Pervaneler söyleşisini başlayan yazar Hayati İnanç, Türkçe, Farsça ve Arapçanın üçüz kardeş olduklarını, bu üç dilin büyük medeniyetlerin altında imzası bulunduğunu ifade ederek, “Arapça ilim dilidir. Farsça Sohbet dilidir. Devletin-Saray’ın dilinin Farsça olduğunu söyleyenler yanılıyor çünkü Türkçe devlet dilidir. Birçok imparatorluğunun dili olmuştur. Yine Arapça enbiya dilidir. Farsça evliya dilidir. Türkçe umera-yönetici dilidir.” dedi.
Hiçbir Şey, Her Şey’siz Konuşamazsınız
Türkçeleşmiş Arapça ve Farça kökenli kelimeleri dilimizden çıkarmak için çalışanların olduğunu belirten yazar Hayati İnanç, “Bu gayretleri boşuna. Türkçemizdeki Arapça ve Farsça kelimeleri çıkaralım diyenlere “Hiçbir Şey Her Şey kelimelerini kullanmadan cümle kurabilir misiniz? Hiç Farsça, Bir Türkçe, Şey Arapça, Her Farsça Şey Arapça. Buyurun Hiçbir Şey ve Her Şey kelimelerini kullanmadan konuşun” diyorum.” şeklinde konuştu.
Türkçe Dünyanın En Zengin Dillerinden Biri
Toplumun dilimizle bağının koparıldığını işaret eden yazar Hayati İnanç, “ Divan Edebiyatı’ndan örnekler sunarken Arapça’dan, Farsça’dan çeviri yaptığımı söyleyenler oluyor. Halbuki ben Türkçeden Türkçeye çeviri yani yorum yapıyorum. Bizim dilimiz daha zengin bir dil. Örneğin, yabancı dillerden geçmiş stres kelimesinin Türkçemizde gam, hicran, gusse, dert, inkisar, hüzün, kahır, elem, üzüntü gibi 15’ten fazla karşılığı var. Yine Fransızca’dan geçen onure kelimesine karşılık Türkçemizde gurur, izzeti nefis, itibar, şeref gibi 7’den fazla karşılığı vardır. Bizim kültürümüzde söz şifadır. “ diye konuştu.
Baki ve Fuzili’ye Hayran Batılı Filozoflar
“Sevgiyi Batı’dan değil Divan Edebiyatı şairlerinden öğrenmek lazım. Zalimlerden, sömürgecilerden insan sevgisini mi öğreneceğiz. Aşkın ve sevginin vatanı Anadolu’dur.” diyen yazar Hayati İnanç, 51 yıl Türkiye’yi dolaşan, Türkiye’nin çok sayıda kütüphanelerinde incelemelerde bulunan tarihçi filozof Tonybee’nin ’51 yıl Türkiye’de kaldınız. Ne aradınız, ne buldunuz? Sorusuna ‘Baki’nin nefesini aldım, yeter’ dediğini hatırlattı. Yazar Hayati İnanç, büyük Alman filozofu Goethe’nin de Fuzuli ve Baki hayranı olduğunu söyleyerek, Divan Edebiyatı’nın sevgi merkezli bir edebiyat olduğunu belirtti.
Yahya Kemal milliyetçisiyim
Programda Divan şiirlerinden örnekler sunan yazar Hayati İnanç, Yahya Kemal’in Malazgirt’le ilgili şiirini okuyarak, kendisinin Yahya Kemal milliyetçisi olduğunu, bunda tarihçi Yılmaz Tuna’yla görüşmesinin etkili olduğunu söyledi.
Divan Şirinde Peygamber Sevgisi
Fatih Sultan Mehmet’in sadece İstanbul’u fetheden bir komutan ve devlet adamı olmadığını, 21 yaşında Divan yazdığına dikkat çekti. 19 yaşında peygamber sevgisini ele alan divan şiirleri yazan Tahiri Mevlevi’nin şiirlerinden beyitler okuyan yazar Hayati İnanç, Baki ve Fuzili’nin Divan şiirlerine denk şiirler yazdığını ifade etti.
Şeyh Galip ve Sîret Özsever peygamber sevgisini ele alan beyitleri ile Hafizi Şirazi’nin dünyanın hiçliğine, ahiretin önemine yönelik beyitlerini okuyan ve yorumlayan yazar Hayati İnanç, Divan Edebiyatı’nın merkezinde maddeden manaya dönüşün anlatıldığını söyledi.
Yazar Hayati İnanç, Hazreti Ayşe Validemizden Arabi, Molla Cami’den Farsça NAAT okuyarak ve yorumlayarak sohbeti tamamladı.
Program TYB Ankara Şubesi Başkanı Mehmet Sait Uluçay’ın yazar Hayati inanç’a D. Mehmet Doğan’ın ‘Osmanlıca Yazılışlı Doğan Türkçe Büyük Sözlük’ eserini taktimi ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.