Müslümanlara en büyük zararı verecek, onların azim ve çabalarını olumsuz etkileyecek beklenti "Mehdi beklentisi"dir.
Bir kere bu beklentinin islâmî meşruiyeti ve gerçekliği İslam alimleri arasında tartışmalıdır. Görüşler arasında, "Mehdi diye belli bir şahsın gelmeyeceği, uyarıcı mürşidlerin ve liderlerin mehdiler oldukları ve bunların da zaman zaman ortaya çıkacağı..." gibi olanları da vardır.
Diyelim ki, Mehdi diye "olağanüstü nitelikleri olan" bir zat gelecek ve bozulanı düzeltecek; peki o zamana kadar Müslümanların bozulanı düzeltme vazifeleri, güçleri ve imkanlarının olmadığı, olmayacağı nereden çıkarılıyor. Asıl en büyük günah böyle bir inanç değil midir?
Ortada Kur'an-ı Kerim, Peygamberimiz Efendimiz'in (s.a.) örnekliği, orta yol İslam'ının imamlarının (büyük alimlerinin) açıklamaları, yaşanmış büyük ve şanlı bir tarih var oldukça kimse Müslümanların beyinlerini -kül halinde ve geri dönüşsüz olarak- yıkayamaz.
Yapılacak şey, işi yalnızca yöneticilere, egemenlere bırakmamak, Müslüman halklar ve sivil önderler olarak devreye girmek, yönetenlerden önce yönetilenler arasında sıkı işbirlikleri/diyaloglar/birlikler oluşturmak, ilim, akıl, hikmet çerçevesinde planlar ve programlar yapmak, kutsal hedefe doğru adım adım ilerlemek, ümitsizlik aşılayanların ümitlerini kırmaktır.
09.03.2012 Yeni Şafak






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.