• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 15 °C
  • Konya 10 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 10 °C
  • Bursa 14 °C

Hekimoğlu İsmail'den: Babam ve ben...

Hekimoğlu İsmail'den: Babam ve ben...
Babam kasaptı... Bir sığırı, ne kadar büyük olursa olsun, en çok yarım saatte keser parçalardı. Amma benim kasaplığı öğrenmeme müsaade etmedi, "Kasaplık yapmayacaksın!" derdi.

Bu rakıyı bana içirme Allah'ım!" Sonra şişeyi fırlatıp attı. Ve arabaya oturdu. 'Köye gidelim' dedi, arabayı sürdüm...

Köye indik. Babamı sıtma tutmadı. Ertesi gün de tutmadı... Babam bir daha sıtmadan titremedi. İyileşti... Allah'ın mucizesi...

Babamın unutamadığım bir tarafı vardır: Namazlara imamdan evvel gider, camiyi açar, sobayı yakar, imamı beklerdi. Namazlarını hiç kaçırmazdı. Bir gün yine dükkândan çıkmış, camiye gidiyor, ortağı da dükkânda mangal yakıyor, et kızartıyor, arkadaşlarını topluyor, içki içiyorlar. Babam "Geç geleceğim." dediği halde, erken dönüyor, dükkâna girer girmez bakıyor ki içki sofrası var. Babam o ortağıyla ilişkisini kesti. Onun bu tavrı bize de tesir etti. Ömrü hayatımda, mesleğimden atılma pahasına, ağzıma içki sürmedim. Mesela bana diyorlar ki: Çocuklarımıza İslam'ı nasıl anlatalım? Doğrusu bu soruya şaşırıyorum. Babam bize hiç nasihat etmedi amma davranışlarıyla, yaşayışıyla bana örnek oldu. Ben de diyorum ki: Çocuk kulağından terbiye olmaz, gözünden terbiye olur...

...

Gençlik yıllarımda bir gazete parçasında tank okuluna öğrenci alınacağını okudum. Askerlik şubesine gittim. Bu okula girmek istediğimi söyledim. Onlar da bazı evraklar istediler. Götürdüm hemen verdim. Ne annemin ne babamın haberi vardı... Kimseye söylemedim. Bir süre sonra okuldan yazı geldi. Bir ay sonra Ankara'da okulda bulunmam isteniyordu. O zaman söylediğimde babam, "Her şey olup bitmiş, söyleyecek bir şey yok" dedi. Annem de memur olacağıma çok sevindi. Bir bavul dolusu peksimet yaptı. Bavulu aldım, Ankara'nın yolunu tuttum. Bir ucuz otelde yer buldum. Bir ay boyunca sadece annemin peksimetlerini yedim ve su içtim. Sınavları kazanıp okula girince, ilk maaşımın elli lirasını babama gönderdim. Ondan sonra her ay maaşımın yarısını anneme babama gönderdim. Böylece geçimlerini sağladılar. Nasıl dua ederlerdi... Hem nasıl dua... "Boş keseye el sokmayasın" diye dua ederlerdi. Ömrüm boyunca geçim sıkıntısı çekmedim.

Babam hastalandı, zatürre oldu, vefat etti. Vefatında yanında değilim. Babamın eksikliğini çok hissettim. Eğer babam ve annem sağ olsaydı, her zaman onlarla beraber olmak isterdim.

Babamı çok özlüyorum... Neyini mi özlüyorum?..

Yanımda olsun, hizmet edeyim... Anama babama hizmet etmeyi özlüyorum...

18 Haziran 2011 Zaman Gaz.

Bu haber toplam 661 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim