• İstanbul 15 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 15 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 12 °C
  • Şanlıurfa 19 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 9 °C
  • Bursa 14 °C

Hilal Kaplan'dan: 'Osmanlı özgüveni'

Hilal Kaplan'dan: 'Osmanlı özgüveni'
Bir adam düşünün. Geçmişini sadece utançla hatırlayan ve geleceğe güvenle bakmanın tek yolunun da geçmişinden kurtulmakta bulacağını düşünen bir adam.

Ünlü yazar Timothy Garton Ash, 'Avrupa, Suriye'yi açıkça Osmanlı bir kadere bıraktı' ('Europe has left Syria to a distinctly Ottoman fate') başlıklı Guardian'da yayınlanan makalesinde şöyle diyordu:

'Hükümetin 'stratejik derinlik' doktrini, Türkiye'yi, Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya'ya uzanan bölgesel bir güç olarak görüyor; tahmin edin, kim gibi... Hatırlayalım, Türkiye'nin pek konuşkan ve hiper enerjik Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 'yeni Osmanlıcı' olduğu suçlamasını resmen reddetmişti, fakat aynı zamanda 'Ben sadece bir ulus devletin bakanı değilim' demişti.' (Radikal, Yorum, 13.04.2012)

Cumhurbaşkanı Gül'ün Hollanda ziyareti sırasında yaptığı açıklamaların satır aralarını da bu çerçevede özetlemek mümkün. Zira geçmişiyle barışmayanın, ondan feyz ve ders almayanın 'büyümesi' mümkün değildir. En önemlisi geçmişini reddedenin özgüven sahibi olması imkânsızdır.

Çok dilli ve kültürlü olan, sınırları geniş imparatorluktan tek dilli ve tek kültürlü olması amaçlanan, 'küçük olsun, bizim olsun' ulus-devletine geçişin böyle sınırlayıcı bir etkisi vardı elbet. Olabildiğince içe kapanan ve vatandaşını asimile ederek kendini gerçekleştiren ulus devletin, 'iç düşman' algısını güçlendirmesi şarttı. Zira sadece on yılda on beş milyon genç 'yaratılmamıştı', aynı zamanda Alevisinden Kürdüne, Müslümanından gayri Müslimine, işçisinden köylüsüne nerdeyse zulmedilmeyen vatandaş kalmamıştı. Bu yüzden farklı toplumsal gruplardan vatandaşların da birbirini tehdit unsuru olarak algılaması sağlandı ve 'böl-parçala-yönet' taktiği uzun yıllar oldukça işe yaradı. Böylelikle kendi gölgesinden korkan, içe kapanık, biraz amnezik biraz paranoyak bir ülkeye dönüştük. (Ülkeyi bu durumdan çıkarmaya uğraşan Menderes ve Özal'ın başına gelenler de malumunuz...) Galiba bu kendinden emin olamama, 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' anlayışıyla herkesten korkma hali sebebiyle en bilinen ve okullarda hep en başta olan sözlerden birisi 'Türk, övün, çalış, güven'dir. Kökünü reddedenin övünmesi de kendisine veya çevresine güvenmesi de oldukça zordur çünkü...

Ancak nihayet Türkiye, ulus devletin korkak ve sınırlı politikasından imparatorluk bakiyesi zenginlikleriyle barışık ve cesurca hareket edebilen bir ülke haline geliyor. Cumhurbaşkanı Gül'ün 'Bugün demokrasimizin sorunlarının önemli bir bölümü de geçmişten gelen kalıntılardır' demesi de buna işaret ediyor.

Geleceğe güvenle bakmamızı sağlayan bu özgüveni en başta geçmişimizi hatırlamamıza borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Hollanda ziyareti sırasında verdiği yarım saatlik mülakatta, Cumhurbaşkanı Gül de imparatorluk bakiyesine vurgu yaptığı değişik yerlerde tam beş kez 'özgüven' kelimesini kullandı. Örneğin Atatürk milliyetçiliği ve üniter devlet yapısının anayasada olup olmaması gerektiğine ilişkin sorularımıza 'evrensel hukuku' hatırlatarak yanıt veren Cumhurbaşkanı, laiklik, cumhuriyet, demokrasi, insan hakları ve toplumsal bütünlükten taviz verilmemesi şartıyla gösterilmesi gereken tavrı şöyle tarif etti:

'Bunun ötesinde rahat olmamız lazım. Geçen Harp Okulları'nda yaptığım konuşmada ki benim için konuşmamın en önemli yanlarından birisi de şuydu: Biz bir imparatorluk devamıyız. Biz de bir imparatorluk refleksi aslında var. Olması lazım. Yani biz bu anlayış ve özgüven içerisinde hareket etmeliyiz problemlerimizin çözümünde. Kendimizi daraltamayız. (...) Bizim de sınırlarımız belli ama devraldığımız kültür ve hasletlerimizi yok sayarsak kendimizi probleme sokarız. Onun için bu konularda özgüvenimizin büyük olması lazım.'

Sizce bu özgüvenli bakışın, en büyük ilham kaynağı 'Büyük Doğu' olan bir cumhurbaşkanı döneminde hâkim olması tesadüf müdür?

22.04.2012 Yeni Şafak

Bu haber toplam 486 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim