• İstanbul 16 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 14 °C
  • Konya 7 °C
  • Sakarya 12 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 14 °C
  • Bolu 7 °C
  • Bursa 12 °C

Hüseyin Akın'dan: Acı çekmek mecburi

Hüseyin Akın'dan: Acı çekmek mecburi
Acıları, ıstırapları, haksızlıkları ve zulümleri es geçemeyen bir şair Alper Gencer. Onun için kalemini bir direniş silahı gibi kullanıyor. Alper Gencer uzun süre biriktirdiği sessizliğini sonunda altı kitapla konuşturdu.

Biliyorum, söylemek istediğimi tam anlatamadım. Demem o ki Alper’in şiiri gün geçtikçe içinden aldığı hızla dışa doğru sorumluluğunu bir kat daha artırıp kuşanan bir şiir. Sadece matbu ortamlarda değil elektronik ortamlarda da onun şiirlerine sıklıkla rastlamak mümkün. Acıları, ıstırapları, haksızlıkları ve zulümleri es geçemeyen bir şair Alper Gencer. Onun için kalemini bir direniş silahı gibi kullanıyor.

Şiirinde şairaneliğe yüz vermediği gibi neden ve ne için yazdığını da gayet iyi biliyor. Başıboş vadilere sapmadan ilerliyor. Sorsak ve desek ki ‘Alper Gencer’e göre şiir nedir?”. Biliyorum çok büyük bir ihtimalle “Şiir: söylemek, demek yani konuşmaktır” diye cevap verecektir. Alper’in şiirlerini dikkatlice okuyan herkes onun şiir tanımının ne denli hayatla uyumlu olduğunu fark edecektir.

İlk Şiir kitabı “Âh” ı tam yedi yıl evvel imzalamış. Ne çabuk geçiyor zaman diye iç geçirip âh çekmemek mümkün mü? O zamanlar ilk okuyuşla altını çizdiğim dizelerle ünsiyetim hâlâ sürüyor. İşte o dizeler: “acıdan kaçtıkça bizden de uzaklaşıyoruz/ sen aşksın sevdiğim, sana binlerce teşekkür!”, “ben senin haricinim, anladım bunu (âh!) / bunca yaşam arasından yalnız ölümdür fer(ah!), “ağzın Akhisar’da, zeytin yiyor gölgede/ çay içmeden bir bıçak yalımıdır sükutun”….

Bu ve benzeri dizelerde bazen aşikâr bazen de eski tabirle tahtında müstetir olarak bir âh sesi işitiyoruz. İçe doğru söylenen âh yankısını dışarıya da hissettirebiliyor.

Kuşkusuz bu şairin söz söyleme kudretiyle alakalı bir durum. 2005 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü’ne layık görülen bu ilk kitaptan yedi yıl sonra şairimiz altısı bir yerde denilebilecek biçimde yeni kitaplarıyla okuyucuyu yeniden selamladı.

İlk kitabı yeniden hatırlayıp atıfta bulunmamın sebebi, şairin yeni şiir kitaplarında bu âhı dışa doğru ne denli çoğalttığını gösterebilmek içindir. Alper ikinci baskısı yapılan “Âh’la birlikte şiir kitaplarını beşlemiş oldu. Diğer şiir kitapları şunlar: ‘Mestane, ‘Ölmek Gibi Sevmek’,Garibin’, ‘Şaha Kalkan Gemiler’.

Altı kitap içinde bir de sürpriz kitap var: Hüseyni Bakış. Bu kitapta Alper Gencer Tıp Fakültesi’nde kendisine hocalık yapmış, hekimlik ve hikmet kitabından sayfalar okumuş olan Hüsrev Hatemi’yi anlatıyor. Gönül yordamıyla, büyüğünün yanında sözün hakkını koruyan ama kararınca konuşan bir şairin kaleminden çıktığını hemen hissettiriyor Hüseynî Bakış kitabı.

“Yakarsa dünyayı garipler yakar” güfteci Ali Tekintüre’nin içinde ahlar barındıran bu dizesiyle okumaya başladım Alper’in ‘Garibin’ isimli şiir kitabını. İçinde “Yedisu Günlükleri”ni de barındıran bu kitaptaki şiirlere çokça aşinayım. Yedisu yanılmıyorsam Bingöl’de Alper’in ilk doktor olarak bulunduğu yer. Yani hayatın tam orta yerinden sesleniyor Alper Gencer. Sonra şairin kalbi o acılar atlasındaGazze’nin yerini bulmakta hiç zorlanmıyor. Şairin Gazze İçin yazdığı iki şiir de aynı şekilde kitapta yer alıyor. Hayatın içinde yürünen hastane koridorları da var: “geçmeyen vakitler uzayan hastane koridorlarına benzer/ boşaltılmış serum şişeleri, giderek sararan benizler/ koyu bir çarşambaya boyanmışsın yine bir vakti uzatmaya/ dilimin çitlerine takılan yabani bir sözsün de”

58 şiirden oluşan Garibin kitabı gerçekten de garibin, gariplerin kitabı denilebilecek özellikte. Yani bu şiirler bize ve bu kitap bizim kitabımız. Biz kimiz diye soranların sessizliğe saldıkları sorunun cevabına gelince, onu da Garibinkitabından alalım: Biz dünyanın kendisiyle dama oynadığı çocuklarız! Nasıl mı? İşte şöyle:

“sevdik mi dolanırız kendimizle ha bire
yalnızlık peyda olur, bin bir çeşit yalnızlık
başlar dama oynamaya bizimle dünya
istemesek de işte kurallıdır elimiz
son taşımız yetmez devirmeye o yari
çünkü dama böyledir, acı çekmek mecburi”

09.01.2012 Haber7.com
Bu haber toplam 639 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim