Hz. Ömer’in Hilafeti döneminde İslam ordularının, Suriye üzerinden Güneydoğu Anadolu’ya girerek, neredeyse hiç direnişle karşılaşmaksızın bir yıl içersinde birçok yerleşimle birlikte Hasankeyf’i de fethetmesi, bu bölgeyi İslamiyet’in Anadolu’da kök saldığı ilk Türk İslam bölgesi olarak öne çıkarıyor.
Hasankeyf’te yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan önemli İslam eserlerinin başında ise Artuklu ve Eyyûbi dönemlerinden kalan camiler, külliyeler ve Hasankeyf Köprüsü geliyor.
Eyyûbi Sultanı Süleyman camii, Anadolu’da tek benzeri olan Divriği Ulu Camii ile birlikte İslam tarihinin en eşsiz örneklerini oluşturuyor.
Mimarisi, mühendisliği ve sanatıyla dikkat çeken Koç Camii ve Hasankeyf Köprüsü de İslam eserlerinin dünyadaki en nadide örnekleri arasında yer alıyor.
Hasankeyf sadece İslam eserleri açısından değil, tıptan mühendisliğe, tasavvuftan mimariye çok geniş bir yelpazede önemli şahsiyetler çıkaran ve bilimsel gelişmelere ev sahipliği yapan bir merkez.
Hasankeyfli âlimler arasında en ünlüsü ise sibernitik (Robotik) mucidi olarak kabul edilen El-Cezerî’dir.
Leonardo da Vinci’nin çalışmaları üzerinde bile etkisi olduğu bilinen İslam âlimi ve mühendisi Cezerî’nin mekanik hareketlerden mühendislikte faydalanmayı içeren kitabı halen Avrupa’nın farklı müzelerinde sergileniyor.”
¥
Doç. Dr. Adnan Çevik’in dediği gibi; “Hasankeyf aynı zamanda bu toprakların toplumsal ve kültürel belleğini temsil ediyor.”
Doğa Derneği Hasankeyf Kampanya Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç da diyor ki;
- “UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unu birden karşılayabilen dünyadaki tek alan olan Hasankeyf’te yapılan kazılarla bölgenin sadece yüzde 1’inin gün yüzüne çıkarıldığı düşünüldüğünde Hasankeyf’in büyüklüğü ve önemi daha net anlaşılıyor.”
¥
Evet sayın başbakan da bakan da bilirler ki; biz geçmişte tarih talanı yaşamış bir toplumuz, hiç olmazsa bundan sonra yaşamayalım.
22.05.2012 Yeni Akit































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.