Bağlum'a giderken yolumuz Ülker'in Ankara fabrikasının yanından geçiyordu. Bu sırada Hamza Öner, Sabri Ülker'in çok "ikibuçuk lirasını" aldıklarını söyledi.
Ülker'in Ankara fabrikası, eski adıyla; "Gicik" yeni adıyla "Altınova" köyünün arazisindedir.
Sabri Bey fabrikayı kurmaya başladığı yıllarda, zamanının çoğunu orada geçirir ve Cuma namazlarına köyün camisine gidermiş.
Sabri Bey komşuluğunun gereği hayırla işe başlamış ve köye yeni bir cami yaptırmış. Bizim Hamza ve arkadaşları da o yılların çocuklarıymış.
Sabri amcaları Cuma namazına gelirken yolda gördüğü her çocuğa "ikibuçuk lira" verirmiş. Tabi para verirken nasihat etmeyi de unutmazmış.
Okuyup büyük adam olmalarını, hatta fabrikada memurluk, pazarlamacılık, yöneticilik yapmalarını istermiş.
Bu nasihat tutmuş ve zamanla pek çoğu, Ülker'den ekmek yemişler. Şimdi ise her biri iş adamı olup, Sabri amcaları gibi hayır ve hasenatlarda bulunmaktalarmış.
*
Sabri amca sohbetimiz bittiğinde Bağlum mezarlığına gelmiştik. Mezarlığın girişinde güzel bir vakıf binası var. Sanırım Arvasi Hz.leriyle ilginenen bir vakıf.
Arvasi Hz.lerinin kabri çok güzel düzenlenmiş. Hazrete fatihamızı okuduktan sonra mezarlıkta dolaşan güvenlik görevlisine, Abdurrahim ağabeyin mezarını sorduk.
Sağolsun görevli gösterdi ama daha nazik davranabilirdi. Mezarlığın güvenliğine kim bakıyor bilmiyorum fakat görevlilerin daha nazik hareket etmelerini öğütleyebilirler.
Abdurrahim ağabeyin mezarını bizim gibi sormadan bulmanız için tarif edeyim.
Abdülhakim Arvasi Hz.lerinin mezarının doğrusundan şöyle 3-4 metre ileri bakarsanız, küçük bir ağacın dibinde Abdurrahim ağabeyin kabrini görebilirsiniz.
Herhalde ileride düzenli bir mezar yapılacaktır. O zaman daha görünür olur. Bu arada yıkık eski mezar taşları da Keçiören belediye başkanından medet ummakta.
Ziyaretimizi tamamlayarak Hacı Bayram Hz.lerinin huzurlarına doğru yola düştük.
19.06.2012 Yeni Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.