• İstanbul 20 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 15 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 24 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 20 °C
  • Bolu 15 °C
  • Bursa 17 °C

Hüseyin Öztürk'ten: Edebiyat Mevsimi

Hüseyin Öztürk'ten: Edebiyat Mevsimi
“Edebiyat, insanoğlunun ihtiyaç sıralamasında ilk üç sırayı almalı” diyeceğim ama edebiyata sahip çıkanlar bile önce “ekmek” ve “iş” diyeceklerdir.


Daha sayamadığım pek çok hal ve hareketlerimizin de birer edebi vardır.

Tüm edeblere sahip olabilmek için bir insanın öncelikle; “okuma, yazma, dinleme ve konuşma” gibi kendisi ve karşısındakilerle iletişim edebiyle yüklü olması gerekir.

Bu alışkanlık veya becerinin başlangıç noktası ise evlerimizdir.

¥

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü ile Türkiye Yazarlar Birliği’nin organize ettiği “Edebiyat Mevsimi” programının açılışında bunlar geçti aklımdan.

Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan’ın açılış konuşmasındaki; “Zihinlerimizi değiştirmek isteyenler, bedenlerimize de müdahale etmek istediler” sözü, çok önemli ve üzerinde durulması gereken bir tespitti.

Beden diliyle hemhal olan birisi olarak, “Bu ifadelerin üzerinde durulmalı” diye bu kadar söze yelken açtım.

“Edeb, edebiyat, zihin ve beden” dörtlüsü, insanoğlunun kimliğinin oluşması bakımından can damarıdır.

Edebiyat sevgisinin ilk temeli evlerde atılır. Evlerde fertlerin birbirleriyle iletişimi beden dili ve sözledir.

Sözün edeb dairesinde kullanılması ve tatbiki, edebiyat sevgisinin ilk nüvesidir.

Zihin berraklığı, zihin temizliği, aile üyelerinin dünyevi ve uhrevi görüşleriyle şekillenir.

Bu şekillenmede söz ve düşüncenin beden diliyle uyumlu olması, kişinin fikir ve düşünce örgüsünde sağlam ilmeklerin atılmasını sağlar.

¥

Edebiyat sözcüğü, insan fıtratına çok yakışır ve işitilince; “tebessüme, sevgiye, hoşgörüye, güvene, hilme” kapı açar.

Çünkü insanoğlu yaratılmış diğer canlılar arasında “oku” emrine muhatap olmuş tek canlı varlıktır.

“Oku” emriyle birlikte ilk söz de; “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak”dan yarattı” denilmiştir ve devamla;

-“Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.”

-“O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.” (Alak suresi, 12345)

Demek ki, insana ilk gelen buyruk; “ekmek, aş, iş” değil, “oku” emridir.

Bütün mesele bu emri; duygu, düşünce, fikir ve zihnimize yerleştirebilmek ve ihtiyaç sıralamasında çok önlere çekebilmektir.

Kısacası; iki kişinin huzursuzluğundan tutun da toplumun genelindeki kargaşalara kadar görülecektir ki, temel eksiklik, “edeb ve edebiyat” yoksunluğudur.

Bu çerçevede Anadolu’da ünlü bir söz vardır. “Okumuş adam keder görmez keder de getirmez” denilir.

Tabii edebiyatı “edep” kökünden ayırmayan okumuşlar için söylenir.

07.12.2011 Yeni Akit

Bu haber toplam 459 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim