Bütünüyle İslam toprağı oluşunun tarihi ise bin yılı aşkındır. Bin yılı geçkindir Müslüman halkın üzerinde oturduğu bir coğrafyada, dinin yasaklanması, dini ve milli eserlerin yasaklanması nasıl bir şeydir?
Eğer dünya üniversiteleri bu rezaleti derinlemesine bilseler, bırakın doktora tezlerini, her üniversitede sırf bu mevzuların anlaşılması ve yasakları koyanların zihin yapılarının çözülmesi için kürsüler kurarlar, milyonlarca para harcayarak araştırmalar yaptırırlar.
Çünkü dünyanın hiçbir toplumunda, böyle gariplikler yaşanmaz. Halkının yüzde doksanı Müslüman olan bir ülkede yaşayacaksınız ve din ve dini eserler yasaklanacak.
………………….
İşte Beyazsaray Kitapçılar Çarşısı ve o dönemdeki yayıncılar, yasaklı yılların önemli şahitlerindendir.
Eserde de bu konu karınca kaderince anlatılmış. Beyan Yayınları, diğer Beyazsaray şahitlerini de kitaplaştırarak tarihe not düşmeli.
Eserin sunuş kısmında Ahmet Örs’ten aktarılan sözler, Beyazsaray’ı şöyle anlatıyor:
“Beyazsaray Kitapçılar Çarşısı” İstanbul’un önemli kültür ve düşünce merkezlerinden biriydi. Daha sonraları yıkılarak, yerine başka bir bina yükseltildi.
Kitabın, derginin, hararetli tartışmaların kalbi orada atardı. Aslında gariban bir görüntüsü yok değildi ama bu hali orayı daha da önemli kılıyordu.
Derme çatma dükkânlardan oluşmuş bir kitapçılar çarşısıydı fakat kendisine bizleri çeken bir dinamizmi, tadı ve havası vardı.”
………………..
Bu arada sistemin uygulayıcılarının din ve dini eserler üzerine baskılarından söz ettik ama bizim sağ yayıncılar da ne yazık ki, kendilerini yenileme hususunda pek gayret etmediler.
Bu husus üzerine yazarsam, bizimkilerin de hiç masum olmadıklarını söyleyebilirim. Neyse başka bir güne.
Bilgi için Beyan Yayınları 0212- 512 76 97
09.09.2013 Yeni Akit































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.