On beş gündür nefeslerimizi tutup tek bir olaya kilitlendik.
Masum bir olaydan hükümeti devirmeye, toplumsal çatışma çıkarmaya, sokakları bölmeye, kimlik krizleri çıkarmaya çalıştık.
Taksim'den Kızılay'a mevzi savaşları başlattık.
Korkuya, öfkeye hatta nefrete yatırım yaptık.
Unuttuğumuz kinlerimizi bugüne taşıdık. Birbirimize selamı kestik, ters bakışlar fırlattık. Oysa Türkiye böyle değil ama bir süre de olsa öyle sandık.
Darbelere alışkın bir ülkede, darbe tarihinin kapandığını sandığımız bir ülkede, bir muhalif dalga yakalayanların bir çevre eylemini nasıl rejim meselesine dönüştürdüğünü gördük.
Sokakları alabildiğine galeyana getirdiler. İnsanların öfkelerine, memnuniyetsizliklerine, gündelik itirazlarına yatırım yaptılar. Türkiye'nin iyiliğine ilişkin ne varsa unutturan, yok sayan bir hafıza silme operasyonu yaptılar.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/IbrahimKaragul/zor-zamanda-konusmak/38115































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.