Gezi Parkı protestolarıyla başlayan sürecin geldiği aşama üzerine tarafgirlikten uzak, soğukkanlı yorum ve analiz yapabilmek zor. Bir defa herkesin bir tarafı var; ona göre karşısındaki tabloya bakıp seviniyor veya üzülüyor. İkincisi olayın aktörlerine ilişkin net bir görüntü oluşmuyor zihinlerde. Çünkü farklı toplumsal kesimlerin birbirinden çok farklı talepleri, hassasiyetleri ve meydan okumaları birbirine karışmış, iç içe geçmiş durumda.
Süreç giderek toplumsal kesimler arasında kutuplaşmayı keskinleştirecek yönde ilerliyor. Asıl tehlike bu. Acilen ele alınması gereken konu da bu. Türkiye günlerdir neredeyse bir iç savaş atmosferi içinde yaşıyor. Buna daha ne kadar katlanabiliriz?
İlk günden beri toplumsal dinamikleri anlamaya çalışmak gereğini vurguluyoruz. Ama unutmayalım ki toplumsal dinamikleri anlayalım demek sadece Gezi Parkı’nda ortaya çıkan hassasiyetlere siyasi iktidarın kulak vermesi gereğinden bahsetmek değil. Aynı zamanda Gezi Parkı vesilesiyle sokağa çıkan yıkıcı öfkenin yol açtığı bir diğer toplumsal tepkiye de bu sefer diğer tarafın kulak vermesi demek.
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/bu-krizi-bitirin-artik/yazi-762117































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.