• İstanbul 15 °C
  • Ankara 14 °C

İhanet ve Direniş çerçevesinde darbeler

Fatma Gülşen KOÇAK

15 Temmuz ruhunun diri kalması için önemli projeye imza atan Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz ile 15 Temmuz Kısa Film Yarışmasını ve İhanet ve Direniş çerçevesinde darbeleri konuştuk.

15 Temmuz milletimiz için neden önemli bir gündür?

15 Temmuz  tüm milletimiz hatta tüm insanlık tarihi için unutulmayacak bir gündür. 15 Temmuz milletimiz için darbelerin tarihe gömüldüğü, millet egemenliğinin perçinlendiği, kurtuluş savaşından sonra hainlere ve emperyalist güçlere karşı kazanılan tarihi bir zafer olması hasebiyle milletimiz ve bizler için son derece kıymetlidir.

Milletimizin direniş noktasında destan yazması hakkında ne düşünüyorsunuz?

15 Temmuz gecesi hainler üst akıllarından emirlerini almış kendilerince plan yapmıştılar. O kara geceyi planlayanlar bu millete ve bu milletin tarihine ne kadar yabancı olduklarını gösterdiler. Bu millet tarihte her zaman yoktan var oldu. Malazgirt’te, Sakarya’da, Çanakkale’de…  Hesaba katmadıkları milletimiz tarihi yine kendi yazdı.

 Siz Darbe gecesi ve sonrasında neler yaptınız hangi organizasyonlarda bulundunuz?

O gece Ailemle birlikte memleketten dönüyorduk. Bizim haberimiz yoktu. Durumdan haberdar olan mesai arkadaşlarım havaalanından bizi almaya gelmiş. İstanbul’a indiğimizde vatandaşlar da havaalanına gelmişti. Biz de orada kaldık, vatandaşlarla birlikte ihanete karşı durduk. 15 Temmuz gecesinden sonra ilçemizde mahalle mahalle sokak sokak vatandaşlarımızla omuz omuza ihanete, işgale karşı durduk. Baş Kumandanımız Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın emirleri doğrultusunda evinize dönün çağrısına kadar meydanları boş bırakmadık. Sonrasında o kara geceyi fotoğraflar ve karikatürlerle anlatan ülkemizde ilk olma özelliği taşıyan Milli Direniş sergisini açtık. Sergimizi gazilerimiz ve şehit Ömer Halisdemir’in babası Hasan Hüseyin Halisdemir amcamız ile birlikte açtık. Daha sonra sergilenen fotoğraf ve karikatürlerden oluşan bir kitap basıp bunun yurdun dört bir yanında merkez kurumlara ulaştırdık. Bu iki çalışmamız daha sonra ülkemizde bir çok kurum ve kuruluş tarafından da yapıldı. İlçemizde büyük bir eğitim kompleksine Şehit Ömer Halisdemir’in adını vererek Milli Eğitim Bakanlığımıza teslim ettik. Bugün geldiğimiz nokta da ise o karanlık gecenin sinema diliyle anlatılması için İhanet ve Direniş-15 Temmuz Uluslararası Kısa Film Yarışması düzenliyoruz.

Evet ben de onu soracaktım. Cok önemli bir projeyle kamuoyunun karşısına çıktınız 15 Temmuz Kısa Film Yarışması. Bu proje fikri nasıl doğdu. Hangi gayelerle bu yarışmayı başlattınız?

Dünyada adı konulmamış ama çok sayıda insanın canına mal olan bir savaş hali var ne yazık ki. Geçtiğimiz yıl da merhamet ve adalet temasıyla bu konuya dikkat çekmek insanlığın kaybettiği bu duyguları yeniden hatırlatmak istedik. Ülkemiz ne kadar bu savaşın dışında kalmak, uzağında durmak istese de küresel bazı güçler Türkiye’nin de ağır kayıplar vermesi için bizi bu batağa çekmek istiyorlar. Devletimiz güçlü durup, mazlumun yanında yer aldıkça bu onları daha da rahatsız etti. Dışarıdan yapamayacaklarını anlayınca maalesef içerdeki hainleri devreye sokmak istediler. 15 Temmuz’da bu ülke tarihin gördüğü en büyük ihanetlerden birini yaşadı. Memleketi ve insanlarımızı korumak için kurulan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin askerleri kılığına giren insanlar, yollarda sivilleri öldürdü. Onca savaş ve darbe gören Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinde ilk defa bombalandı. İlk dakikalarda kimse buna ihtimal veremedi.

Herkes terör ihbar nedeniyle köprünün kapatıldığını düşündü ama maalesef o gece yaşayacaklarımız kimsenin aklının ucundan geçmedi. Durum anlaşıldığında da Cumhurbaşkanımız ve halkımız tarihin gördüğü en büyük ihanet hareketine, en büyük direnişle karşılık verdi. Gerçi bu milletimizin ilk direnişi değildi. O gece Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Kurtuluş Savaşı’nda yedi düveli alt eden kahramanların torunları sokaklarda hainlerin önüne dikildi. Ne kurşunlardan, ne bombalardan korktu. Ataları gibi onlar da 7 düveli sadece iman dolu göğüsleri, damarlarında dolaşan asil kanlarından gelen cesaretleri ile yendiler. O gece yüzlerce kahramanlık destanı yazılabilecek şeyler yaşandı. Bazıları o gece büyük özveriyle çalışan haberciler sayesinde bazıları da vatandaşların cep telefonlarıyla kayıt altına alındı. Biz bu yarışma ile o geceye dair birçok detayın tarihe not olarak düşüleceğine inanıyoruz. O gece tankların önüne dikilenler, canından vazgeçenler sayesinde ülke olarak bu ihaneti az hasarla atlattık. Eğer bu işgal girişimi gerçekleşseydi ülkemiz üzerinde kurulan planlar devreye girecekti ve Kurtuluş Savaşı’nda yapamadıklarını o gün yapacaklardı. Ertesi gün hayat normal devam edebildiyse şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz. Bu nedenle o geceyi de, ihaneti de direnişi de asla unutmamalı ve unutturmamalıyız. Bu düşünceden hareketle o geceyi gelecek nesillere aktarmak için çalışmalar yapıyoruz. Sinema kayıtlarının da önemli arşiv değeri taşıyacağını düşündüğümüz için ve o gece yaşananların uluslararası platformlarda da doğru anlatılması için bu yıl ki film yarışmasının konusunu İhanet ve Direniş olarak belirledik. 

Kısa film yarışmasında kriterler nelerdir? Jüride kimler yer alıyor? Yarışma sonunda kazananlar nasıl ödüllendirilecek?

Yarışmaya dolaylı ya da doğrudan 15 Temmuz’da yaşanan işgalci terörist darbe girişimi ekseninde “İhanet ve Direniş” temasına işaret eden, toplam süresi 15 dakikayı aşmayan dijital formatta kurmaca, animasyon, belgesel ve deneysel filmler katılabilecek. Başvurular 19 Ocak - 2 Haziran tarihleri arasında www.ihanetvedirenis.com adresi üzerinden online olarak alınacak.  Eser sahipleri sitedeki başvuru formunu doldurup, şartnameyi onayladıktan sonra filmleri yükleyerek başvuru sürecini tamamlamış olacaklar. Ön seçici kurulumuzda Bünyamin Yılmaz Mahmut Bıyıklı gibi kıymetli isimlerin yanı sıra  Jürimizde, İlahiyatçı sosyolog Erol Erdoğan, Meryem İlayda Ateş, Metin Yüksel, Oyuncular Hakan Boyav ve Turgay Tanülkü, Yönetmenler Mesut Uçakan ve Yönetmen Mustafa Şevki Doğan yer alıyor.

Ön seçici kurul tarafından belirlenen 50 film yarışma jürisine sunulacak. Senaryo, yönetmenlik, kurgu, kamera-ışık ve film adı olarak   beş konu başlığında yapılacak değerlendirmelerin ardından dereceye giren filmler belirlenecek.

Ödülleri ne kadar vereceksiniz?

Yarışmamızda danışma kurulu ve ön eleme ekibini geçip, jüri tarafından değerlendirilerek dereceye girmeye hak kazanan filmlere ödülleri 13 Temmuz’da düzenlenecek törende verilecek. Yarışma sonunda birinci seçilen filme 30 Bin TL, ikinciye 20 Bin TL, üçüncüye 15 Bin TL verilecek. Şehit Ömer Halisdemir Özel Ödülü’ne 12 bin TL , jüri özel ödülüne 10 bin TL ve 5 film için 5’er bin TL mansiyon ödüllerinin de verileceği yarışmada toplamda 112 bin TL ödül sahiplerini bulacak.

Belediye başkanı olarak Kültürel belediyeciliğe ayrı bir önem verdiğinizi biliyoruz. Kültür sanat neden önemlidir?

Kültür sanat yalnızca günlük değerlendirmelerin yapıldığı bir alan değildir. Sanat eserleri, yüzyıllar sonrasında bile ortaya çıktıkları döneme ait özellikleri gelecek nesillere taşıyabilen tarihsel bir aktarım aracıdır.

Rönesans dönemi ressamlarının dokunuşlarıyla şekillenen mimari yapıların bulundukları şehirlere kazandırdıkları değerler, bunun en güzel kanıtıdır. Resim, heykel, mimari, dans, şiir ve müzikten sonra 7. Sanat olarak tanımlanan sinemanın da sadece eğlenceye hitap ettiğini düşünmek büyük hata olur. Özellikle 20. Yüzyıldan sonra sinema algı yönetiminde kullanılan önemli bir araç oldu. Amerikan filmlerinde gördüğümüz birçok teknolojik ve sosyolojik gelişmenin ilgili filmin yayınlanmasından birkaç yıl sonra gerçek hayatta karşımıza çıkması bir tesadüf değildir. Senaristlerin bunca tesadüfü yazabilme yeteneğine inanmak en hafif tabiriyle saflık olur.                                      

Duruma bu açıdan bakıldığında Amerika’nın sinemayı uluslararası etkileri olan bir araç olarak kullandığını daha iyi anlıyoruz. Kendi tarihimize baktığımızda da sanatın aynı şekillendirmeleri yaptığını görüyoruz. Osmanlı İmparatorluğu’nun izlerini günümüze taşıyan, bizi köklerimize sıkı sıkıya bağlayan büyük sanat eserlerimiz olduğu kadar yakın geçmişte yaşanan şu duruma da dikkat çekmek isterim. Cumhuriyet tarihimiz de kara birer leke olarak kalan darbelerle, kalemin ve sinemanın yönlendirmeleriyle hep bir kesimin çok mağdur olduğu anlatıldı. Sanat yoluyla kendini iyi ifade edebilenler o dönemlerde yaşanan acıları her açıdan anlatmakta eksik kaldı. Oysaki darbelerin acımasızlığı din, ırk, cinsiyet, siyasi görüş ayrımı gözetmeden 7’den 70’e tüm insanlarımıza eşit şekilde tesir etti.  Sinema sadece bize bu hain tuzakları kuranların değil, her şartta ve her zaman için bizim de gücümüz olmalı. Bunun için ülkemizde bu sanata gönül vermiş ama imkan bulamayan yetenekleri cesaretlendirmeliyiz. Bu konuda özel ya da kamu ayrımı yapmadan tüm kurumlar taşın altına elini koymalı. Biz sorumluluğumuzun farkındayız.

Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

Ben de size ve hayırlı hizmetlere duyarlı olan Akit Gazetemize teşekkür ediyorum.

Bu yazı toplam 661 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim