Yazar Uzun İhsan Efendi karakteriyle romanın için dahil olmuştur. Descartes'ın "Düşünüyorum, öyleyse varım," felsefesi düşüncesini metnin içinde Rendekâr karakteri üstünden tartışmaya açmış ve bunu Uzun İhsan Efendi üstünden yanıtlamıştır.
Romanın temel kurgusu bu tartışmaya dayanmakta, ana karaktere göre tüm dünya Uzun İhsan Efendi'nin zihninde yer aldığı için varlığını sürdürmektedir. Düşünüyorum yerine hayal ediyorum öyleyse varım felsefesi metnin ana fikrini oluşturur.
Puslu Kıtalar Atlası adlı gezip görmeden tamamen yattığı yerden hayal ederek yazan karakterimiz, oğlu Bünyamin'in deneyimleyerek kitaptakileri yaşamasını ister. Evden dahi çıkamayan karakterin yerini oğlu alır. Önce lağımcılar, sonrasında da dilenciler loncası ve devamında da Büyük Efendi'nin yer aldığı istihbarat teşkilatı vasıtasıyla bir postmodern polisiyenin içine dalarız.
Osmanlı zamanında geçen roman, tarihin yeniden yaratımı üstüne özel bir eserdir.
Kaynak: https://www.kitaphaber.com.tr/ihsan-oktay-anar-puslu-kitalar-atlasi-k6720.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.