• İstanbul 18 °C
  • Ankara 13 °C

İki Şair Aynı Kavga: Kapkıner ve Hüseyin Ferhad

İki Şair Aynı Kavga: Kapkıner ve Hüseyin Ferhad
Oytun Efe KURU yazdı...

2016 yazıydı, hayatımın en karanlık günlerinde bir gece vakti Taksim-Galata yokuşunun bitimsiz kaldırımlarında dinledim Yarın Senden Beni Soracaklar şiirini, bir ihanetçiden, ihanetinden evvel. Böylece girmiş oldu hayatıma Murat Kapkıner. 1950 Malatya doğumlu, İblisin Son SavunmasıAdem'in Müstesna ÖlümüMerhamet Muştusu kitaplarının yazarı. Hapishaneleri ve akıl hastanelerini tecrübe etmiş bir isim… Bileklerinde Şiir mühürlü, yalnız kendisi isterse sökülen mısralarla damgalı, simge içre simge darbedilmiş sedef döşüne… Sırf okuyucu olduğum dönemden kalem oynatma dönemime geçtiğim sıralarda, kendisi bende bir imago mundi'yi temsil etmeye başladı, ''Gidiş'' simgesini. Tüm berraklığıyla bir gidiş süvarisiydi şiiri, gidenlerin esintisi. Düzgün yüzlerin dalgalanan tülleri, seher vakti meltemi…

Salt gidişin uyandırdığı terk ediliş; öyle ki şiirinde hem gidendi o hem de terk edilen. Bir şeyler olurdu ona veya hiçbir şeyler… Beni can evimden vuran dilemması da buydu Kapkıner'in. Kendisini bir paradoksta cem edip kendi ceminde ortadan kalkıyordu. Geriye kalan ise ''bir çift müennes gözdü'' ya da ''En çok İsa'ydı, beni İsrail'i Kızıldenizden geçirdi…'' İsa gibi gidiyordu ama kendi meselinden ozanlığın meseline naklolmuş şekilde -ki, bana tümüyle Kaygusuz Abdal'ı hatırlatır, Kitab-ı Maglata eserinde birbirlerinin yerine geçen mesel kahramanlarını, -misal orada da İsa Firavun ile muhatap olur- bilinen efsaneler birbiri içine geçer ve yeni bir anlatı ormanı yaratılır.

Kapkıner, kaygan ve akışkan/revani üslubunda bir inci tanesi kadar ağırdır da, olduğu yeri işgal eder. Okurken insanın boğazına bir yumru takılır. Kısa satırların, tekli kelimelerin efendisidir, kelimeleri art arda sıralarken devamlıdır, süreklilik arz eder, hemen bitirmez, bitirdiği yerde de gerçekten bitmesi gerektiği için bitmiştir şiiri, bir şey ekleyip çıkarmanız imkânsızdır. Böylece, kendi mamur labirentlerini kurgular, çözülmenin daim olduğu imkânsız orduların saflarında bir haykırıştır, çözülür; çözüme en uzak çözümsüzlüğe en yakın muhitte. Ne zaman Kapkıner'i düşlesem, paradokslardan mülhem, aklıma soyut halkalar gelir, gök katlarından yeryüzüne doğru süzülen, yaldızlı goblen sicimlere bağlı yeryüzünü tavaf eden halkalar, saydam şafakları yalayıp geçen ve ufka doğru gözden yiten haleler… Bilmiyorum, ne zaman kendisinin bir resminde mahzun gözlerine baksam bu manzarayı tutuşturuyorum dimağımda, vardır bir manası diyorum, varsın saklı kalsın. Tüm bu delirmiş imgelem koridorlarında Türk Şiirinin iki kutuplu zirvesinden birisini teşkil ediyor benim için, diğer isim ise Hüseyin Ferhad, bir şaman.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/iki-sair-ayni-kavga-kapkiner-ve-huseyin-ferhad-k5834.html

Bu haber toplam 295 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim