* Yeniliğin üstünlüğü bir kere anlaşılınca bütün genç sanatçılar bu yola dökülürler. Öncülük etmek, sanatın akışına yeni bir yön vermek hevesi alır yürür. Yenileşme isteğinin ne gibi bir zorlamanın sonucu olduğunu sezenle, eninde sonunda, derlenip toplanırlar, doğru yolu bulurlar. Sezemeyenler ise, yenilik adına saçma sapan denemelere girişir, günün gerçeklerinden uzaklaştıkça uzaklaşır, biçimciliğe yönelirler. “Yenilik olsun da ne olursa olsun!” demeye başlarlar. (Sayfa 11)
* Yok, yok, bir aramanın buğulu, çözülmez baskısı içinde oldukları söylenemez anlamsız şairlerimizin. Nedense öyle görünmek istiyorlar. Bir sezişle, düşüncenin ötesinde bir takım itişlerle bu şiire varmış gibi davranıyorlar. Gerçek şu: Batıda doğan, gelişen, eskimek üzere olan bir yeniliği gördüler, önce yadırgadılar, sonra alıştılar, havasına girdiler, benimsediler, dilimize, şiirimize aktardılar. Yani bu doğrudan doğruya bir akıl işi. Yani bu işte aramak, bulmak, aklı aşan yaratıcı bir hava içinde olmak gibi şeyler yok. (Sayfa 12)
* Orhan Veli’ler Garip’i yaratan anlayıştan, aşırı bir yenilik arkasında koşarken getirdikleri yasaklardan uzaklaştıkça şiir alanındaki önemleri arttı. En başarılı yapıtlarını -yeni olmayı ilerilik sananlara uyarak söylüyorum- geri dönerken verdiler. Daralan çemberi genişletirken… Eskinin de yenin de yasaklarına en uzak kaldıkları, kişiliklerini anlayışlara ezdirmedikleri zaman. Garip, getirdiği güzel şiirler bir yana, savunduğu yasaklarla şiirimizin gidişini çelmemiş bir kitaptır. (Sayfa 21)
Devamı: https://edebifikir.com/kitap/ikinci-yeni-tartismasi.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.