• İstanbul 17 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 23 °C
  • Konya 21 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 29 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 24 °C
  • Bolu 19 °C
  • Bursa 20 °C

İsmail Kıllıoğlu'ndan: Biyolojik özgürlük

İsmail Kıllıoğlu'ndan: Biyolojik özgürlük
Bir devletin siyasi iktidarının belirlenmesinde ahlaki ölçüyü temel alarak “siyasi rejim” niteliğinde ortaya çıkışını Platon ünlü “Devlet” (Politea)inde tartışır.

Siyasi rejimlerin birbirinin yerine dönüşümünü gözlemlemesi dikkatin ötesinde bir kavrayış gücünü ortaya koyar. Her rejim dayandığı erdemin yozlaşması halinde bu dönüşüm kaçınılmazdır. Aristokrasinin yozlaşması oligarşiye, yani zümre çıkarı, menfaatine yol açacağı gibi, özgürlüğe dayalı demokrasinin yozlaşması, yani özgürlüklerin kural ve sınır tanımaz şekle dönüşmesi durumunda, ki kaçınılmazdır bu, diktatörlük çıkagelir. Zaten Platon, demokrasinin başat niteliği olan özgürlüğün, bireysel istek ve tutkulara, dolayısıyla düzensizliğe, anarşiye yol açacağını kaçınılmaz gördüğü için tasvip etmez. 

Platon’un tasarladığı ideal devlet ve toplum tasarımı kuramsal niteliği ağır basan bir düşünce ürünüdür. Bir bakıma tarihi ve toplumsal gerçeklik gözlemlerinde önemli isabetler ve tespitler bulunsa da, böyledir. Özgürlük ve demokrasi ilişkisi isabetli olsa da, bunlara yüklediği anlamlar, Yeniçağlardan beri oluşmuş kavrayışları ile karşılaştırılamaz. Ancak ikisi arasındaki ilişkinin sağlıklı olup olmadığı konusu üzerinde tartışma yapılabilir. Yapılacak tartışmalar demokrasi ve özgürlüğün anlaşılması ve gelişmesi bakımından da önemlidir.

Son onlu yıllarda, Batı da dahil, özgürlük kavramı üzerinde yapılan tartışmalar, özgürlüğün mahiyetini genişletip zenginleştirir gibi gözükse de, kanaatimce, farkına varılması oldukça dikkat isteyen bir yozlaşmayı da içinde barındırmaktadır. O da, özgürlüğün tek öznesi olan insanın olgu ve varlığının anlam ve mahiyetinin ciddi bir şekilde daraltılması, giderek tek boyuta indirgenir hale getirilmesidir. Yani insanın sadece “cismiyle” doğaya ait ve doğal bir olay boyutunda kavranması ya da kabullenilmesidir. Özgürlük de kaçınılmaz olarak, biyolojik devinimli bir doğal olaya dönüşmektedir. İnsanın yeryüzünün “halifesi” olarak kavranılması anlayışı, işte bu biyolojik olaya mahkum edilmektedir: Yeme-içme, giyim-kuşam ve cinsel dürtü. Ve barınak.

Kısaca “belhum adal”!

06.11.2013 Milli Gazete

Bu haber toplam 543 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim