İran’ın ve Hizbullah’ın Suriye’de Baas rejimine verdiği desteği eleştiren El-Karadavi, “Tüm bölge ülkeleri İran’a karşı aynı cephede birleşmeli” dedi.
“El Lât” ve “El Uzza”, Mekkeli müşriklerin İslam öncesi taptıkları en büyük putlardan ikisidir.
Ortadoğu’da uzun süredir “Allah’ın hizbi / partisi / taraftarları” anlamına gelen “Hizbullah”a “El Lât’ın hizbi / partisi / taraftarları” anlamına gelen “Hizbullât” deniliyor.
Şeyh Yusuf El Karadavi de Kahire’deki konuşmasında “Hizbullah”tan bahsederken bu ismi kullandı ve tam olarak şöyle dedi:
“Kendine “Hizbullah” adını veren (örgüt) için Lübnan’dan gelen Suriyeli bir kardeşimiz “O Hizbullât’tır” dedi. Gerçekten de o “Hizbullah” değil, “Hizbullât”tır. Çünkü “Hizbullah” sadece Allah’a çağırır. Evlatları yaşarken Allah için yaşar ve ölürken Allah için ölür.”
Yusuf El Karadavi, bölgeyi ve insanını en iyi tanıyan, Arap sokağının nabzını tutan ve gelişmeleri en sağlıklı şekilde okuyan isimlerden biri.
Ümidini kesene kadar uzun süre İran’a ve Hizbullah’a destek verdi.
İran rejiminin mezhep ihracı çabalarına hizmet etmekten başka bir işe yaramadığını anlayıncaya kadar “takrib” toplantılarına katıldı.
Samimi bir şekilde, “Müslümanlar arasında fitne çıkarmayın” diyerek çok uyarıda bulundu.
Fakat hiçbiri işe yaramadı.
Suriye’de işlenen vahşet ise Yusuf El Karadavi’nin İran’a karşı isyanının zirveye çıkmasına neden oldu.
Kafasına “İran çuvalı” geçirilmiş Türkiye İslamcılarının birçoğu, bugün Suriyeli Müslümanlara “Beşşar’dan başka ilah yok” sloganıyla yapılan vahşi katliamların arkasında gerçekte İran ve Hizbullah’ın olduğunu göremiyor.
Dolayısıyla, onlardan “İran’a karşı birleşin” diyen Yusuf El Karadavi’yi anlamaları da beklenemez.
Türkiye’de maalesef güçlü bir İran lobisi var ve devrimden beri “Humeynicilik” ekolünden yetişenler İslami kesimin her yanına yayılmış durumdalar.
İslami cemaatlerde, resmi ve sivil medya organlarında, sivil toplum kuruluşlarında, siyasi partilerde ve hatta iktidar çevrelerinde…
Suriye konusunda en büyük kara propagandayı ve gerçekleri sulandırmayı da onlar yürütüyor.
Hamas lideri Halit Meşal’in “ümmet için dönüm noktası” diyerek övdüğü “Arap Baharı”na “Kanlı Bahar” diyen Baas sözcüsünü de aynı kesim cilalayıp parlatarak Türkiye’nin başına bela etti.
Hükümetin İran lobisiyle yüzleşmeden Suriye konusunda sağlıklı adımlar atabilmesi mümkün görünmüyor.
Suriye’deki katliamlara verdiği doğrudan destek nedeniyle İran ve Hizbullah’ı eleştiren Yusuf El Karadavi şimdi İran lobisinin “itibarsızlaştırma” ve “iftira” kampanyasıyla karşı karşıya kalacak.
Mısırlı alimi çoktan hedef tahtasına oturtmuşlardı fakat yukarıdaki sözlerinden sonra atılan çamur oranı mutlaka artacaktır.
Daha önce Suriyeli alim Said Havva’ya da yaptıkları gibi…
21.03.2012 Milat Gazetesi






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.