• İstanbul 19 °C
  • Ankara 19 °C

Kanaat bakkaliyesine ne oldu?

Kanaat bakkaliyesine ne oldu?
Şimdilerde dükkân tabelalarını hangi dilden geldiği meçhul birtakım sözler, neyin kısaltması olduğu muamma birtakım laflar, dikkat çeksin diye uydurulmuş bir takım muzipçe ifadeler süslüyor.

Eskiden bir dükkânın kimliği olan tabelalar kapitalizmin en büyük silahı olan reklamın en önemli mühimmatına dönüştü. Hak, hakikat, bereket, fazilet, kanaat gibi kavramlar bırakın dükkân tabelalarını günlük dilde bile tedavülden kalktı. Fatih Kılıçkaya yazdı.

Hatırlar mısınız bilmem çocukluğumuzda bakkallar vardı. İçerisindeki tonton amcanın küçük büyük bütün gelenleri tebessüm ile karşıladığı; şekerden lastik topa, yağdan pirince birçok şeyin satıldığı kokusuyla cezbeden renkliliğiyle büyüleyen bakkallar…  Mahallemizin bu en önemli esnafının ve ticarethanesinin hayatımızdan bu kadar hızlı çıkmasına ve kısa zamanda nostaljik bir malzemeye dönüşmesine insan şaşıyor doğrusu. Yerini süpermarketlere bırakan bu sevimli işletmelerin hayatımızdan çıkarken beraberinde neleri de götürdüğünü hiç düşündük mü acaba? Esnaflık, komşuluk, emre amadelik, itimat aklımıza ilk gelenler. Bunlardan başka bakkalın hayatımızdan çıkmasıyla veresiye defteri kredi kartı ekstiresine, tartı ile satılan mallar paketli gıdaya, sadece ihtiyacımız olanı alıp çıkma hasletimiz rafların arasında dolaşırken filemizi lüzumlu lüzumsuz birçok şeyle doldurma müsrifliğine bıraktı. Bakkalların giderken götürdüklerinin içinde en değersizi gibi görünen ama zihin ve ruh dünyamızı zenginleştiren bir yönü daha vardı: Birbirinden güzel isimleri!

Bazen çok şık genellikle çok sade çoğunda küçük kimisinde büyük ama mütevazı tabelaların üzerinde o güzel isimleri Türkçe ve ince bir lisan ile görünürdü. Nelerdi bu isimler? Kimi zaman dükkân sahibinin adı veya soyadı olurdu. Bazen dükkân sahibi, biricik oğlunun veya güzel kızının adını koyardı. Eğer dükkânın sahibi değil de sahipleri varsa o işyerinin adı ortaklar olurdu. Ya da kardeşler. KARDEŞLER tabelasını gördüğümüzde anlardık ki bu iş yeri bir ailenin ortak sermayesi ve emeği ile oluşmuş bir ekmek teknesiydi. Bu isimler sadece bakkallara has isimler değildi tabii. Kasaptan manava fırından nalbura mahallemizdeki birçok dükkânın tabelasında bu neviden isimlere rastlanırdı. Bunlardan başka eski dükkân isimlerinin ruhumuza iyi gelen kavram dünyamızı zenginleştiren örnekleri de azımsanmayacak kadar çoktu. Bu kavramlardan aklımıza ilk geleni bazen bir lokantanın ama çoğunlukla bakkalların tabelasında gördüğümüz Kanaat kavramıydı. Kanaat o yıllar için aslında bir yaşam biçiminin adıydı. Ev ekonomimize yön veren yegâne iktisat kuramıydı. Biz çocukken içine doğduğumuz, hayatımızın her alanına sirayet etmiş bu kavramı; ilk olarak bir bakkalın tabelasında görmüş, kanaat kavramına bu tabela ile aşina olmuştuk. Hatta kanaatin az ile yetinmek olduğunu bu tabelanın asılı olduğu dükkânın niceliğinden anlamıştık. Çünkü Kanaat bir bakkalın değil bir bakkaliyenin adıydı.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/mercek-alti/kanaat-bakkaliyesine-ne-oldu-h49048.html

Bu haber toplam 197 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim