Yaşlı bir tanıdığımızı ziyârete gittik. Dertli ve konuşkan. Bu iki husûsiyet bir araya gelince durmadan anlatıyor. Birçok hastalıkları var. Bir müddet evvel de felç geçirdi. Bir bacağı tamâmen ölü gibi.
“Ölü bacağı kestirmek istiyorum” deyiverdi. “Üzerimde yük” diyor. “Bana bir faydası yok ama ben onu taşıyıp duruyorum.”
Ürperdim. Bir insanın bir uzvunun kendine yük olabileceğini hiç düşünmemişim. Ama işte gözümün önünde olan buydu: İnsan, kendine yük olabiliyordu.
Kendine yük olmak…
Aslında bir ömür kendimize yük olmuyor muyuz? Altından kalkılmaz bir dünyâ hırsını içimize doldurarak kendimize yük etmiyor muyuz? Alınacak lüks evler, lüks arabalar, çıkılacak lüks tâtiller, kazanılacak çok, daha çok paralar… Bunları kendimize yük eden yine kendimiz değil miyiz?
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/kendimize-yuk-olmak-38223.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.