-Çıktığın biri var mı?
-Gerektiği zaman çıkıyorum.
-Nasıl gerektiği zaman?
-İşte lazım oldukça… Yalnız değilim elbette…
-Hımmm. Sen baya hızlıymışsın, hiç tahmin etmezdim.
-Nasıl hızlıymışım anlayamadım?
-Gerektiği zaman, duruma ve ortama göre değişiyor diyorsun yani.
-Evet!
-Dedim ya senin bu kadar maharetli olacağını tahmin etmezdim. Benim sadece bir tane var. Aslında istesem ben de bulurum da bir tane yeter. Peki kiminle nasıl çıkıyorsun?
-Valla değişiyor dediğim gibi. Sabah okula giderken komşumuzun oğlu Hüseyin var onunla çıkar, biraz yürür, otobüse biner gelirim. Dönüşte de öyle…
-?!!!…
-Teneffüslerde sınıftan veya başka sınıflardan bazı arkadaşlarımla çıkarım. Ya kantinde oturur ya da bahçede dolaşırım.
-Ya sen benimle dalga mı geçiyorsun?
-Ne dalgası, doğru söylüyorum, üstelik ciddiyim.
-Ya şimdi…
-Cumartesi günü sohbete çıktığım arkadaşlarım var. Onlarla camide buluşur, sonra birlikte grup olarak çıkarız.
-???
-Her Pazar, sabah namazına babam ve kardeşimle çıkarım. Birlikte namazımızı kılar, cemaatle camiden çıkar, sabah çorbamızı içer, hocaefendiden üç ayet, üç hadis dinler, sonra da eve döneriz.
-Ya benim kasdettiğim…































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.