Bu başarı hikâyesinin ana sebebi nedir? Sorunun cevabı çok basit! Cumhurbaşkanımızın, milletimizle devletimizi barıştırması, kucaklaştırmasıdır.
Peki, milletimizi kendi kurduğu devletiyle barıştıran, kucaklaştıran başka liderler yok mudur? Elbet vardır. Onları da zikredeceğiz.
Yalnız milletimizin kendi kurduğu devletiyle neden arası açılsın, neden barışmasın, neden kucaklaşmasın? Bu sorunun cevabı için geçmişe kısa bir yolculuk yapmalı.
Cumhuriyetin nasıl ve hangi şartlarda kurulduğu biliniyor. Yediden yetmişe bir halk; savaştan çıkmış, yorgun, aç, sefil, bitkin, bulaşıcı hastalıklar başta olmak üzere hayata yeniden tutunacak mecalleri kalmamıştır.
Bu şartlarda 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet kurulmuştur. Daha millet rahat bir nefes alıp bağdaş kurmadan, inandığı ne kadar dini-milli inancı varsa millete sormadan tırpanlanmıştır.
Kuruluştan on yıl geçmeden bütün dünyada 14 asırdır okunan ezanın aslı değiştirilmiş, ezan okuyanlar, Kur’an okuyanlar ve öğretenler cezalandırılmıştır.
Peki, bu uygulamalar; vatanı, devleti, dini için savaşan millete karşı ne demektir?
CHP’nin tek parti dönemi, bu uygulamaları daha da katmerleştirmiş, akla hayale gelmedik zulümler işlenmiş, milletimiz ile devletimizin arasına uçurumlar konmuş ve bugün halen aynı zihniyet muhalefetini sürdürmektedir.
CHP’li yıllarda kıtlık ve yoksulluk had safhaya ulaşmış, halk İstiklal Harbindeki senelerden daha da kötüleşmiş ve kendi mallarının hırsızı olmuşlardır.
Nihayet tarihler 14 Mayıs 1950’yi gösterdiğinde, tüm imkânsızlıklara rağmen milletimiz büyük bir teveccühle ve özgürce, Adnan Menderes’e güvenoyu vermiş, yüzü gülmüş, sırtı elbise, ayağı ayakkabı görmüştür.
On yıl süren bu iktidar, yine CHP zihniyeti tarafından devrilmiş ve halkımız ile devletinin arasına uçurumlar açılmıştır.
Yazının devamı için:https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/huseyin-ozturk/cumhuriyet-tarihinin-en-uzun-omurlu-iktidari-50603.html?page=5






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.