Kudüs ve Tarihimiz Derneği Başkanı Cihat Yağmur: Filistin’in Erdoğanları

Türkiye’de gündemler sürekli değişirken biz ısrarla Kudüs’ün Müslümanların ana gündemi olduğunu hatırlatmaya devam ediyoruz... Bu sebeple bu sayfada zaman zaman Kudüs’e dikkat çekiyoruz. Kudüs kurtarılmadan İslam aleminin kurtarılmayacağını söyledik, söylüyoruz. Kudüs için Türk halkının duyarlılığının bilince dönüşerek Kudüs’e yönelik esaslı çalışmalar yapılması gerektiğini ısrarla tekrar ediyoruz. Biz başka gündemler arasında rotamızı ararken Siyonistler Kudüs’ü kararlı bir şekilde katletmeye devam ediyor. Kudüslü Müslümanların hayat şartları gittikçe zorlaşıyor. ‘Ey Müslüman dur ve Kudüs’ü düşün!’ demek için bu hafta Kudüs ve Tarihimiz Derneği Başkanı Cihat Yağmur’la ortak davamızı konuştuk.

-Kudüs’te şu an durum nasıl, İsrail hangi hain planların peşinde?

İsrail’in en önemli projesi, Mescid-i Aksa’yı yıkmak ve Süleyman Mabedi’ni inşa etmektir. İslam dünyasının iç sorunlar ile boğuşmasını fırsat olarak değerlendirmekte ve Müslümanları İbrahim mescidin de olduğu gibi Mescid-i Aksa’da da namazdan men etmek için uğraşmaktadır. Bu faaliyetlere karşı çıkan, bunları protesto eden genç kız ve erkekleri de tutuklamaktadır ve Mescid-i Aksa’ya giriş yasağa koymaktadır. Filistinlileri yıldırmak için çok ciddi kararlar alınmakta, para cezaları verilmektedir. Protestolara katılanların evleri dahi yıkılmakta. İsrail’in de istediği hem Filistinlileri hem de Müslümanları bu şekilde yıldırmak. Ayrıca Kudüs’ün tarihi dokusunu bozmak için birçok faaliyeti söz konusu. Buradaki cadde ve yer isimleri değiştirilerek, okulları yıkılarak ve İslami motifleri bozularak buranın Müslümanlara ait olmadığı iddia edilmektedir.

Türkiye’nin desteği tam

-Kudüs davasında hangi ülkeleri samimi olarak görüyorsunuz?

Kudüs davası başta bütün Müslüman ve Arap ülkeleri olmak üzere bütün insanlığın ortak meselesidir. Bu davayı omuzlayan ülkeler arasında Türkiye Cumhuriyeti devletinin yeri çok başkadır. Türkiye öncülüğünde toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerinin hepsinin bu konuda samimi ülkeler olarak görmek mümkündür. Türkiye hem siyasi partileri ile hem de halkı ile hem de devleti ile hep birlikte Filistin meselesinde tek ses olmuştur. Bu, diğer İslam ülkeleri ile Türkiye arasındaki en önemli farktır.

-Yahudi Ulus Devletinin onaylanması hangi değişiklikleri getirdi?

Bizler için bu kararın hiçbir geçerliliği sözkonusu değildir. İsrail bize karşı yaptığı ırkçı politikalarına devam ediyor. Bu kararla uluslararası platformlarda yapacaklarını daha kolay meşrulaştırdı. Ancak bu karar ile demokratik bir devlet olmadığını bütün çıplaklığı ile ortaya koymuştur. Bütün dünyanın gözü önünde 50 yıldan fazladır ırkçılık adına faaliyet gösterdiğini ispatlamıştır.

Kudüs, Müslümanları bekliyor

-Kudüslü Müslümanlar dünya İslam dünyasından neler bekliyor?

Kudüs’te yaşayan insanların dünya Müslümanlarından en büyük beklentisi Kudüs’ü yalnız bırakmamalarıdır. Kudüs’e verilen maddi ve manevi desteklerin sürmesi orada yaşayan Müslümanların mücadelelerine güç katacaktır. Müslümanların sürekli olarak Kudüs’ü ziyaret etmesi Filistinhalkına hem manevi hem de ekonomik bir destektir. Son bir yıl içerisinde Türkiye başta olmak üzere birçok Müslüman ülkesinden gelenlerin sayısı geçmiş yıllara göre birkaç kat artmış durumdadır. Bu ziyaretlerin orada yaşayan esnafa çok büyük katkısı olmaktadır.

-Türkiye’nin Kudüs yatırımlarını nasıl buluyorsunuz?

Türkiye, devlet olarak yapabileceklerini her fırsatta hayata geçirmekten geri durmamaktadır. TİKA’nın özellikle Kudüs’te onardığı tarihi eserlerin sayısı son dönemde oldukça fazladır. Bir devlet olarak Türkiye, Filistin’de vardır. Bundan sonra da destek ve yatırımları ile var olacaktır. Ben buradan sizlerin aracılığı ile inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalara seslenmek istiyorum. Kudüs, inşaat sektörü olarak çok canlı bir yerdir. Orada faaliyet gösteren yatırım şirketleri, sermaye yetersizliğinden dolayı hazırda bulunan bazı inşaat projelerini hayata geçirememektedir. Bu maddi sıkıntılar yüzünden inşaat şirketleri maliyetleri yükseltmektedir. Dolayısıyla Filistin’de yaşayan insanların konut satın alması da zorlaşmaktadır. Türk şirketler oradaki inşaat firmaları ile kısmi ortaklık kurarak maliyetleri düşürebilir oradaki insanların alım gücünü artırabilir.

Faaliyetleri takip edin

-Türkiye, Kudüs meselesinde devlet  ve millet olarak daha fazla neler yapabilir?

Türkiye, Filistin meselesinde üzerine düşeni yapmaktan hiçbir zaman geri durmadı. Bundan sonrada geri duracağa benzemiyor. Türk halkı ise bu konuda sorumluluk sahibi bir halktır. Özellikle Kudüs söz konusu olunca yediden yetmişe herkes Kudüs’ü var gücü ile müdafaa etmektedir. Fakat burada önemsediğim bir şey var; Kudüs’ün gerçek anlamda bilinmesidir. Bunun yolu da Türk vakıf ve derneklerin yaptığı seminerlerin takip edilerek bu konudaki bilgi birikiminin artırılmasıdır. Bir konuda bilgimiz arttığı zaman o konuyu sahiplenmemiz ve bakışımız da farklılaşacaktır. İsrail, Filistin meselesinin temel kavramalarını, tarihi gerçekliği manipüle etmek için çok ciddi bir savaş vermektedir. Örneğin bizim ‘Burak Duvarı’ olarak bildiğimiz ve Hz. Peygamber’in devesi Burak’ı bağladığı yeri ‘ağlama duvarı’ olarak değiştirmiştir. Bu konuda biraz daha temkinli olmak zorundayız.

Erdoğan ve Osmanlı sevgisi

-Filistinli için Osmanlı ne ifade ediyor?

Osmanlı Devleti, huzur, barış ve adaletin sigortasıdır. Ceddiniz Osmanlı’dan çok memnundu. Adalet şemsiyesi altında asırlarca yaşadık. Şimdi Osmanlıdan kalan mirası sizler devam ettirmektesiniz.

-Erdoğan sevgisinin sebebi nedir? 

Bütün Ortadoğu’da Erdoğan sevgisinden bahsetmek mümkündür. Ortadoğu halkları kendi liderleri ile Başkan Erdoğan arasında bir kıyas yaptığında kendilerini Erdoğan’a daha yakın hissetmektedirler. Erdoğan’ın cesur duruşu ve kararlılığı, Ortadoğu halkları tarafından takdirle karşılanmaktadır. Mazlum ve Müslümanların hamisi olarak görülen Recep Tayyip Erdoğan halkın adamı olarak bilinmektedir. Filistin’de ise Erdoğan sevgisi o kadar çoktur ki insanlar yeni doğan çocuklarına onun ismini vermektedirler. Filistin’in Erdoğanları yetişiyor.

Gazze açık cezaevi!

-Kudüs meselesinin nihayi çözümü nedir?

İslam dünyasının birlik olup, siyasi ve ekonomik olarak bir arada hareket etmesi, çözümün temeli açısından çok önemlidir.

-Hamas, İsrail arasında diplomatik  bir hareket sözkonusu mu?

Hamas hareketinin, Siyonist İsrail ile hiçbir diplomatik ilişkisi söz konusu değildir. Hamas’ın bu konudaki tavrı çok nettir.  İsrail’i hiçbir şekilde tanımamaktadır.

-El Fetih-Hamas ilişkileri ne durumda?

Bazı dönemlerde Mısır, Katar ve Türkiye; Hamas ile El Fetih hareketleri arasında arabuluculuk yapmıştır. Fakat El Fetih lideri Mahmut Abbas’ın bu konuda ileri sürmüş olduğu şartlar dolayısıyla barış görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Öyle ki Abbas, İsrail’in şartlarını bile öne sürmüştür. Bunlar  arasında Gazze’nin olduğu gibi teslim edilmesi, direnişçilerin silahlarını bırakması  sayılabilir.  Maalesef Fetih hareketi şu an Gazze’de ve Filistin’de insanların gelecekleriyle oynamaktadır. Hatta Fetih hareketine mensup bazı üyelerde Abbas’ın almış olduğu kararlardan dolayı hareketten ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu konuda samimi olmadığı açıktır.

-Gazze hangi zorluklarla mücadele etmekte, nasıl destek olunmalı?

10 yılı aşkındır devam eden İsrail ambargosu, Gazze’yi  çok ciddi bir şekilde etkilemiştir. İnsanlar, temel ihtiyaç maddelerini bulmakta zorlanmaktadırlar. Sağlık maddelerinin yüzde 45’ine yakını bitmiş durumdadır. Gazze halkı şu an için açık bir ceza evinde yaşamaktadır. Müslümanların bu sorunlara köklü ve kurumsal çözümler üretmek için bir araya gelmelidir.

Fatma Gülşen Koçak-Yeni Akit