• İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C

Kurtuba sokaklarında bir medeniyet tahatturu

Kurtuba sokaklarında bir medeniyet tahatturu
Kurtuba, İspanya'nın, yüzlerce yıl İslam âlimi yetiştirmiş olup dünya mirasına sayısız ilim ve mimari hazine katmış en güzel şehri bana göre. Hatice Sarı yazdı.

Endülüs’e has pencerelerin kenarına çiçek yerleştirilmiş beyaz evlerin bulunduğu sokaklarda yetişen turunç ağaçlarının arasından yürüyerek Guadalquivir (Vad’il Kebir) ırmağına yaklaşıyorsanız eğer, Endülüs Emevileri’ne 300 yıl başkentlik yapmış olan ve üç semavi dinin mensuplarının huzur içinde yaşadığı şehirdesiniz demektir; yani Kurtuba’da. İspanya’nın şimdilerde Cordoba diye bilinen ama özünde Kurtuba olan bu şehri, yüzlerce yıl İslam âlimi yetiştirmiş olup dünya mirasına sayısız ilim ve mimari hazine katmış en güzel şehri bana göre.

Bir kış günü bu Akdeniz ülkesinin sokaklarını adımlamaya başladığımızda hiç kuşkusuz ilk durağımız Endülüs’ün en güzel hazinelerinden biri olduğu halde 1226 yılında şehrin anahtarları Hristiyanların eline geçince katedrale çevrilen Kurtuba Camii oluyor. “Hristiyanlar için Ayasofya ne ise Müslümanlar için Kurtuba o demektir” diyor birisi. Madrid, Paris gibi bugünkü dünya şehirlerinin esamisi okunmuyorken, Kurtuba’da çok büyük bir medeniyet inşa ediliyor ve İbni Rüşd, İbni Tüfeyl, İbni Haldun gibi bugün Avrupa’da hâlâ kürsüleri var olan ilim adamları yetişiyor bu topraklarda. Kurtuba aynı zamanda ilk İslam üniversitesinin kurulduğu yer oluyor.

“Mescid katedrali” oldu sana sadece “katedral”

Guadalquivir nehrinin üzerindeki Roman Köprüsü’nden geçerek Kurtuba Camii’nin olduğu yola doğru gidiyoruz. Cami katedrale çevrildikten sonra köprünün bitimine büyük bir kapı yapılıyor. Bu kapıyı farklı kılan çok büyük bir şey var; kapının üzerinde kabartma olarak işlenmiş insan figürleri mevcut. Burada Hristiyanlar şehri ele geçirirken Müslümanlara yapmış oldukları işkenceleri “bir Müslümanın kafasını kesen bir Hristiyan” şeklinde resmediyorlar. Kurtuba’ya Müslümanlara yapılan işkenceleri sergilemek için “İşkence Müzesi” kuran zihniyetin, aynı işkenceleri kutsal mabetlerinin mimarisinde kullanıyor olmasına şaşırmamak gerek aslında.

Caminin içine girerken bir şey dikkatimizi çekiyor. Geçen yıla kadar cami giriş biletlerinin üzerinde “Mezquita Catedral” (Mescid Katedrali) yazarken, bu yıl biz girerken elimize verilen biletlerin üzerinde “La Catedral de Cordoba” yazıyordu. Yani 1236 yılında işgal ile katedrale çevrilen bu cami, bu yıl isminde yer alan mescid kelimesini dahi kaybetmiş bulunuyor.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/gezi-mekan/kurtuba-sokaklarinda-bir-medeniyet-tahatturu-h19247.html

Bu haber toplam 435 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim