• İstanbul 20 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 15 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 24 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 20 °C
  • Bolu 15 °C
  • Bursa 17 °C

Leyla İpekçi'den: Bir medeniyet rüyası

Leyla İpekçi'den: Bir medeniyet rüyası
Sinemanın imkânları üzerine düşünürken insanın yeryüzü halifesi olmak için yaratılmasının manalarında gezinen bir yazar Enver Gülşen.

Kitabın önsözünde belirttiği gibi, sanatın ve düşüncenin hakikati üzerinde bir yolculuk yapmayı deniyor. Rüyanın sinema için açtığı imkânlar üzerine düşünürken Freud veya Jung'dan daha fazla İbn Arabî'nin izini sürerek sanatın evrensel dilini yeniden kurmanın yöntemlerini tartışıyor.

Onun asıl özelliği ise sözgelimi Attar'ın 'Mantıku'-t Tayr'ı ile Tarkovski'nin 'Stalker' filmi arasında görünür ve görünmez bağlar kurmak. Bunu yapabilmek, başlı başına kuşatıcı bir kurgu, bir eser ortaya çıkarıyor. Gülşen'in sinemanın veya sanatın ruhuna yaklaşma çabası aynı zamanda hakikatin sinemasını izletiyor bize. Burada artık sinema kendi kendisinin mecazı olmuştur.

"Tanrı'sız sanata inanmıyorum" diyen Tarkovski gibi düşünmektedir o da. Sanat, Yaratıcı'yı hatırlama ihtiyacımızla beslenir. Bilerek ya da bilmeden. İnanarak ya da inanmadan. Kendi biricikliğimize rağmen her birimize tamamlanmamış ve kusurlu olduğumuzun bilinci verilmiştir. Sanat bu anlamda bizi Yaratan'a yaklaştıran, kaynağımızla bütünleştiren, tamamlayan, birleyen ve O'ndan geldiğimizi, O'na döndürülüşümüzü hatırlatan bir vesile. Özsuyumuzu bulma yolculuğu. Yüce Hatıra'ya özlem.

Sanat, Rabbimize doğru yöneldiğimiz yolda bize hatıramızı iade eder, evet. İlk zikir sevgidir, ilk hatıra belki. Ve O'ndan bize gelmiştir. Bizdeki O'nu anıp zikretme arzusu da bir hatırlama arzusudur aynı zamanda. 'Orayı' 'burada' göstermeyi dener bu hatıra bize. Ya da burayı 'orası' gibi anlatmayı. Gülşen'in kitabını okurken anladım ki hatırlayışın, rüyanın, duanın, düşüncenin, felsefenin gayba bakan 'görsel'liğine belki en fazla sinemanın imkânlarıyla ulaşabiliriz. Tanrı'sız sanata ben de inanmıyorum çok uzun zamandır, evet.

Her şeyi kendine dönük ve Rabbine dönük yüzüyle tanımak, anlamlandırmak, giderek o ikiliğin birbiriyle çelişmediğini, bütünlediğini idrak etmeyi gerektiriyor. O halde ayetin mealini bir daha okuyalım: "Ey insan! Muhakkak sen Rabbine doğru -varan bir yol üzerinde- çabalayıp durmaktasın." Burada inanan ile inanmayan ayrımı yapmadan herkese sesleniliyor olması gibi, Gülşen de sanata dinin bu kapsayıcı yapısından bakma çabasında buluyor bütünlüğün ruhunu.

İnsanın Yaratıcı'ya doğru zorunlu yönelişi bize bir şey daha söylüyor kuşkusuz. Yollar farklı da olsa, yolculuk bir. Ve bu noktada, yazarın amacı da kendini açığa vuruyor: "Sinemada dini, edebiyatta sinemayı, tasavvufta yeni düşünce biçimini, felsefede sanatı bulmayı amaçladığımız bu metinler kurmaya çalıştığımız bütünlüklü bir dünya görüşünün tohumlarını atma niyetiyle yazıldı."

Varlığı varoluş hikmetinden koparmadan, parçalamadan, göreceli tanımlara hapsetmeden okura kuşatıcı bir bakış armağan ediyor bu niyet. Kitabın sayfaları boyunca hem içrek hem aşkın olarak insanda nakşolunmuş 'hakikat sineması'nın perdeleri usul usul iniyor, bazen de kalkıyor mesafe ayarını bozmadan.

Sinematografik dilin katmanlarını çoğaltan anlamlar üzerinde kafa yoran Gülşen, sinemada yeni damarlar açmak için rüyayı yeniden tabir ediyor diyebilirim. Çoğulcu ve kuşatıcı bir medeniyet tasavvurunda insanın iç özgürlüğünü teslim alan engelleri sanatta, felsefede ve düşüncede ortadan kaldırmanın imkânlarını İslam'ın kalbinden soluyor, sorguluyor. Bir medeniyet rüyası görüyor. Rüyanın olmadığı yerde gerçeklerden bahsetmeye de gerek kalmazdı zaten.

03.12.2011 Zaman
Bu haber toplam 530 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim