• İstanbul 16 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 14 °C
  • Konya 8 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 15 °C
  • Trabzon 14 °C
  • Gaziantep 13 °C
  • Bolu 11 °C
  • Bursa 14 °C

M. Seyfettin Erol'dan: 2013te Kaos ya da Wei-ji...

M. Seyfettin Erol'dan: 2013te Kaos ya da Wei-ji...
Türk dış politikasının 2013 gündemi 2012’den devredenler ve bunlara paralel ya da hemen akabinde ortaya çıkması muhtemel yeni gelişmeler çerçevesinde mevcut temposunu giderek arttıran bir tonda seyrini devam ettireceğe benziyor.

Nitekim, gelinen aşama itibarıyla Türkiye’nin sıfır sorunlu bir politikanın sonucunda sıfır komşulu bir ülkeye dönüşmüş olması da bunun bir göstergesi. Adeta büyük oynayıp, herşeyini kaybeden bir “kumarbaz” görüntüsü sürece hakim ya da “kaos teorisi” bir kez daha hükmünü icra ediyor.

Diğer taraftan, bunun tam tersi bir sonuç için de aslında her şey bitmiş değil, belki de birçok şey daha yeni başlıyor. En azından uluslararası sistemin yeniden inşa süreci devam ediyor ve Türkiye burada iki önemli kavşakta kilit bir role sahip; Avrasya ve Ortadoğu-Kuzey Afrika. Buradaki krizler devam ettiği sürece de, sistemin yeniden yapılandırılabilmesi mümkün değil. Dolayısıyla, “kriz” kelimesinin Çince karşılığı olan “wei-ji” burada bir kez daha karşımıza çıkıyor. Yani, tehdit ve fırsatın bir arada olduğu, olağanüstü bir durum...

Bunun için de Türkiye’nin tehditleri-riskleri fırsata çevirebilme kabiliyeti oldukça önemli. Peki, Türkiye bu hususta ne kadar başarılı? En azından 2012 karnesi bu hususta neler söylüyor?

Açıkçası 2012’de bu noktada çok da başarılı bir imtihan verdiğimiz söylenemez. Kriz yönetiminde birçok yerde sınıfta kaldık desek, pek  abartmış olmayız. En sonda atılması gereken adımları, söylenmesi gereken sözleri neredeyse en başta ortaya koyduk ve bunun sonucunda da caydırıcılığı, saygınlığı ve kararlılığı sorgulanır bir ülke haline dönüştük. İstihbarat, bilgi akışı, koordinasyon sorunu ve tüm bunların sonucunda ortaya çıkan kötü kriz yönetimi, adeta “siyaset-strateji-araçlar” bağlamındaki ahenksizliği ve içinde bulunulan beceriksizliği resmetti. Örnek mi; Doğu Akdeniz, F-4, patriotlar, Kuzey Suriye krizi, Gazze vb.

Fakat tüm bunlara rağmen, çok ilginçtir, Türkiye adeta görünmez bir elin yardımıyla tüm bu krizlere, eleştirilere ve tepkilere rağmen dış politikadaki manevra alanını genişletme yolundaki adımlarını atmaya devam etti. Örnek mi? Mısır ile geliştirilen ikili ilişkiler ve bunun bölgesel yansımaları (hatta bunun Mursi’yi devirmeye kadar giden yönü), Rusya ile herşeye rağmen işbirliğini karşılıklı olarak devam ettirme kararı ve bunun ŞİÖ ve nükleere kadar varan boyutu, Suriye krizinde bölgesel inisiyatif oluşturma girişimleri ve buna kör topal da olsa verilen olumlu yaklaşım, ÖSO kapsamında yürütülen bir takım farklı operasyonlar vb. Nitekim, bunlardan dolayı Türkiye sarı kart niteliğinde “beyzbol sopası” da gördü, Doha’daki yeni Suriye muhalefetinin yapılanmasından da dışlandı.

Dolayısıyla, ortada ciddi manada bir kafa karışıklığı ve görüntü bulanıklığı söz konusu. Ve işin ilginç tarafı, en az Türkiye’nin karşısında bulunan ülkeler kadar, destek verdiği zannedilen bir takım güçlerin de bu yeni durumdan fazlasıyla rahatsız olması. Bundan dolayı da Türkiye kendi içinde dış destekli bir takım yeni operasyonlara gebe. Bir diğer ifadeyle,  2012’de 2013’e yönelik olarak çok önemli bir sürecin önü açılmış vaziyette.

Açıkçası, dış politikaya içeriden bir “ayar” çekilme yoluna gidilebilir. Bunun için Suriye krizindeki son iki gelişmeye bakmak yeter de artar bile. Bunun ilki, eğer iddialar doğruysa (ki bunu Genelkurmay yalanladı) ikinci bir F-4 skandalına dönüşme potansiyeli taşıyan dört Türk savaş pilotunun yakalandığına dair basında yer alan haberler ve yine F-4 dolayısıyla Malatya Başsavcılığı’nın başlattığı ve şimdiden ikinci bir Uludere vakası olarak nitelendirilmeye başlanan soruşturma kararı. Bilmem anlatabildim mi?

03.01.2013 Milli Gazete
Bu haber toplam 534 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim