• İstanbul 15 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 16 °C
  • Sakarya 18 °C
  • Şanlıurfa 23 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 21 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 18 °C

M. Seyfettin Erol'dan: ABD’nin yeni iktidar üçgeni

M. Seyfettin Erol'dan: ABD’nin yeni iktidar üçgeni
Soğuk Savaş sonrası dönem, küresel güç mücadelesinde “yeni üçlemeleri” ya da “üçgen ittifakları” gündeme getirmeye başlamış durumda.

Sovyet sonrası dönemde, Avrasya coğrafyasındaki güç boşluğunu doldurma ve böylece başta ABD olmak üzere, Batının bölgeye müdahalesini engelleme noktasında Asya’nın diğer iki büyük gücü olan Çin ve Hindistan’la derin bir işbirliğini esas alan bu yaklaşım, her ne kadar ABD hegemonyasındaki tek kutuplu bir dünyaya karşı çok kutupluluğu savunuyor görünse de, çıkışı ve dönemin şartları itibarıyla öncelikle Rusya’nın güvenlik ihtiyaçlarını ve sonrası itibarıyla da Asya’da yeni bir güç olma arayışlarını yansıtır.

Dolayısıyla Rusya açısından öncelik, ikinci dağılma sendromunu aşmak, ittifaklara dayalı bölgesel bir güç olmak, akabinde ise küresel anlamda çok kutuplu dünyanın sacayaklarından biri haline dönüşmektir. Rusya bunu kendi içindeki şartların bir zorunluluğu olarak gördüğü kadar, diğer güçlerin de ABD gücü karşısındaki bir mecburiyeti olarak da değerlendirmektedir ki, bunda da haksız değildir. En azından, bölgedeki hiç bir gücün tek başına ABD etkisini kırma ya da onla baş edebilme gücü söz konusu değildir.

Bu bağlamda küresel güce karşı bölgesel ittifak arayışları kaçınılmaz hale gelmektedir ki, Rusya da bunu yapmıştır.

Rusya Federasyonunda (RF) dışişleri bakanlığı ve başbakanlık görevlerinde bulunmuş Yevgeni Primakov’un ortaya koyduğu ve kendi adıyla anılan bu doktrin, “Asyacılık” ve “Avrasyacılık” fikirlerini birlikte ihtiva etmesi dolayısıyla bile, Rus pragmatizmini bir kez daha ortaya koyması açısından önemlidir.

Çok Kutuplu Sistem Modeli...

Nitekim, söz konusu doktrin, Soğuk Savaş sonrası dünyasını ABD dışında şu güçlerle tanımlamaktadır: RF (BDT coğrafyası dahil, bir anlamda neo SSCB), AB, Latin Amerika, Çin, Japonya ve ASEAN. Bu, bir anlamda Rusya’nın ABD fiili hegemonyasına karşı çıkarttığı, ona meydan okuyan “çok kutuplu sistem modeli”dir.

Model, kağıt üzerinde kalmamış ve önce Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ardından da BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ile aşamalı bir şekilde hayata geçirilmeye başlanmıştır. Nitekim bu örgütlerin günümüzde nasıl bir rol oynamaya başladığı ve bundan dolayı da gücün Batı’dan Doğu’ya doğru kaymaya başladığı söylemi çoğumuzun malumudur.

Rusya ve Çin’in BMGK’da sahip oldukları pozisyon, hiç kuşkusuz modelin başarısında hayati bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı şekilde, bu ülkelerin imparatorluk geçmişleri ve güçlü jeopolitik konumları da burada zikredilmek zorundadır. Nitekim tarihsel kodlarına dönüş aşamasında bulunan bu oyuncuların sergiledikleri oyun, satranç tahtasındaki başarılı hamlelerle kendisini göstermektedir.

Rusya-Çin-İran İttifak Üçgeni...

Bu model içerisinde Rusya’nın kendi çekirdek ittifak grubunu oluşturma gayretleri de dikkatlerden kaçmamaktadır. Başlangıçta “Rusya-Çin-Hindistan” ittifakı olarak ön plana çıkan bu üçlemede zaman içerisinde Avrasyacı eğilimlerin ağırlık kazanmaya başlaması ve bu kapsamda İran’ın ortaya çıkan rolü, karşımıza “Rusya-Çin-İran” üçlüsünü çıkarmış bulunmaktadır ki, bu üçgenin Suriye krizinde ortaya koyduğu performans, Arap Baharı sürecini ve daha genel anlamda BOP’u önemli ölçüde etkilemiştir.

Ezberleri Bozma Vakti...

Dolayısıyla, ABD’nin son dönemde bir takım iç ve dış tepkilere rağmen Rusya ve İran bağlamında attığı adımlar, bir zorunluluğun ve yeni bir oyunun somut göstergeleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Peki, ABD nasıl bir yeni oyun geliştirmektedir? “ABD Üçgeni” ya da “Dörtgen”i neleri hedeflemektedir? Ne tür yeni ittifaklar öngörülmektedir? Daha da önemlisi, Türkiye bunun neresindedir?

03.10.2013 Milli Gazete

Bu haber toplam 554 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim