• İstanbul 15 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 8 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 10 °C
  • Bolu 8 °C
  • Bursa 12 °C

M. Seyfettin Erol'dan: Büyük ve Küçük Şeytanın molla kavgası...

M. Seyfettin Erol'dan: Büyük ve Küçük Şeytanın molla kavgası...
Ortadoğu'da dinmek bilmeyen savaş tamtamlarının gürültüsü, Washington'da gerçekleşen Obama-Netanyahu zirvesi sonrası yapılan "gri açıklamalar" ile bir ritim bozukluğu yaşamaya başladı.

Kuşkusuz bu eşyanın tabiatına aykırı bir hareket olur. Hiç bir ABD devlet başkan adayı, hele hele ikinci defa bu göreve soyunmuş birisi böyle bir riski almak istemez. Hem de Müslümanlar için. O zaman Obama ya da ABD ne yapmaya çalışıyor?

Bu soruya verilecek cevap, sadece İran boyutunda askeri bir operasyonun ne kadar gerçekçi olup olmadığını değil, aynı zamanda son yıllarda ABD-İsrail arasındaki "derin ayrılığı" ve onun vardığı boyutu da ortaya koyması açısından ehemmiyet arz etmektedir.

Meselenin temelinde, "Hangi Amerika?" ve "Dış politikada ABD çıkarları mı yoksa İsrail'in kiler mi öncelikli?" soruları yatmaktadır.

Düne kadar İsrail'i ve onun güvenliğini Yahudi Lobisi ve Tel Aviv üzerinden şekillendirmeye çalışan Washington, görünen o ki artık farklı bir politikayı benimsemiş vaziyette. İsrail'in yürüttüğü saldırgan politikaların artık ABD tarafından daha fazla yüklenilmeyeceğini ve çıkarlarına zarar verdiğini fark eden Beyaz Saray, bu hususta içeride keskin bir sistem mücadelesinin içine girme pahasına da olsa, İsrail'i ve onun hayallerini sınırlama politikası gütmeye başlamıştır.Bir diğer ifadeyle, ABD'nin aynı zamanda İsrail'in güvenliği adına yürüttüğü savaşlar ve bunun artan maliyetleriyle birlikte tüm dünyada yükselen "Anti-Amerikancılık" dalgası, hiç kuşkusuz bu kararın öncelikli nedenlerini oluşturmaktadır. Otokratik Blok'un karşı hamleleri, çok az bir maliyetle küresel çapta artan güçleri ve bu bağlamda "şimdilik" yakın çevre ağırlıklı deklare ettikleri kırmızı çizgiler ve kararlı duruşlar da bunda etkili olmuşa benzemektedir.

Nitekim, son olarak Rusya'nın İran konusunda ortaya koyduğu net tavır ve kırmızı çizgisi, bu noktada 2008 Rusya-Gürcistan Savaşı örneği, başta ABD olmak üzere bir çok kesimi Rus yakın çevresinde daha temkinli olmaya itmektedir.

Dolayısıyla Obama ve ekibi, açık bir savaştan ziyade, zamana yayılı bir yıpratma stratejisi ile İran'ı ve ardından da diğer otokratik güçleri "hizaya getirme" politikası gütmektedir. Bu bağlamda Arap Baharı ile birlikte İran'ı çevreleme-etkisizleştirme ve kendi içinde bir hesaplaşmaya sürükleyerek içeride bir rejim değişikliğini gerçekleştirme stratejisi bir kez daha son zirvede Netanyahu'nun yüzüne beyan edilmiştir.

Hiç kuşkusuz bu karar, bölgede istikrarsızlıklar ve savaş üzerinden bir büyüme gerçekleştiren ve "Vaat Edilmiş Topraklar"da "Kutsal Yahudi Dünya Krallığı"nı kurmayı hedefleyen Siyonist anlayışa ters düşmektedir.

Üstelik, ABD'nin İran'a yönelik bir oldu bittiyi kabul etmeyeceğini ve bunun maliyetlerine İsrail'in katlanacağını ifade etmesi de, açıkçası Mollalar tarafından "Küçük Şeytan" olarak ifade edilen İsrail'i ve hiç kuşkusuz Yahudi Lobisi'ni büyük ölçüde rahatsız etmişe benzemektedir.

Dolayısıyla ABD ve İsrail, İran ve İslam dünyasına yönelik olarak siyaseten aynı noktada bulunsalar da, bu hedefe varmada izlenilecek strateji ve kullanılacak yöntemler, araçlar bağlamında ters düşmektedirler. Burada, ayrıca, Türkiye'nin ABD dış politikasındaki artan belirleyici rolü, etkisi de "Büyük ve Küçük Şeytan" arasındaki "yüzeysel-kısmi" anlaşmazlıkta kendisini artık gizleyememektedir. Özellikle de Obama yönetimi ile birlikte 2009'dan bu yana Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanan "baş döndürücü" gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda...

08.03.2012 Milli Gazete
Bu haber toplam 641 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim