Kürt sorununun çözümünde doğru olan yapılıyor. Ancak çeşitli engellerle karşılaşılıyor ve bunların en önemlileri muhalefetten geliyor. Biz Kürt sorununu çok büyüttük. Bununla sorun önemsizdi demek istemiyorum. Sadece çok boyutlu olan bir meseleyi dar bir çerçevede gördük ve bunu Kürt sorununa indirgedik. Ancak Türkiye’nin karşılaştığı sorun dünya çapındaydı ve yeni bir denge kuruluyordu. Türkiye’yi etkilemek için Kürt sorunu kullanıldı. Ben başından beri bunun siyasi değil sosyolojik bir sorun olduğundan ve siyasi plana çekilen gerginliğin sosyolojik sınırlar içine çekilmesinden yanaydım. Fakat olay Türkiye’nin bölünmesine indirgendi ve büyük bir endişe yaratıldı. Ben on yıldan fazla bir zaman önce dünyadaki bütün Kürtlerin bizim soydaşımız olduğunu ve bunun başka güçler tarafından kullanıldığını ve başka ülkelerin sınırları içinde olduğunu söyledim. Ancak bizim sınırlarımız mukaddesti ve İngilizlerin çizdiği sınırlara kimse itiraz etmiyordu. Bu sınırlar neredeyse mukaddes görülüyordu. Oysa mesele bu sınırların değişmesi ve eski haline dönüştürülmesi değildi. Bu sınırları aşmak için kültürel, tarihi, dini ve akrabalık ilişkileri kullanılmalıydı. Biz siyasal sınırlarla bütün bu duyguları işlemez hale getirmiştik. Zaten yeni devletimiz geçmişteki değerleri gericilik olarak alıyordu. Aslında haksız değildi. Çünkü yeni devletimizi kontrol altında tutuyor ve gericiliği en büyük tehlike olarak görüyorduk.
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/yolun-neresindeyiz/yazi-744762































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.