Hasan Duruer;
YAŞAYAN EFSANE VALİ
Biz Türkler, efsaneleri severiz; efsanelerimizin hemen hepsi, ölümlerinden sonra gerçekleşmiştir; bire bin katarak çoğu kez…
Peki yaşayan efsanelerimiz yok mudur hiç?
Olmaz olur mu? İşte Hasan Duruer. Şimdinin Mardin Valisi.
Basit bir soru: İlinizden ayrıldığı 14 yıl olan hangi valiyi hatırlıyorsunuz? Peki 14 yıl önce ayrılan hangi vali yardımcısını? Cevabınız: Galiba “hiçbirini”.
Bunun bir istisnasını tanıyorum ben, Hasan Duruer’i…
Urfa’ya yolunuz düştüğünde, bir soruverin rastladığınız herhangi bir kişiye, “tanır mısın Hasan Duruer’i?” diye, “tanımam mı!” diyecek ve cep telefonunda kayıtlı hem 0532li hem de 0505li numarasını gösterecektir size.
Bu kadar aradan sonra bir vali yardımcısına kaç çaycı, kaç berber, kaç tuvalet temizlikçisi selam gönderir dersiniz; ben gözümle görmüş kulağımla duymuş biriyim, çünkü “selamların aracısıyım”.
Peki kim bu Hasan Duruer? Bir manifaturacının oğlu; ekmeğini “helalinden kazanan” bir esnaf çocuğu. İki kızını “öğretmen”, tek oğlunu da “hukukçu” yetiştirmiş, yüz binlercesi gibi mütevazı, yiğit ve mert bir Anadolu babasının oğlu.
Hasan bey, 1959 Yozgat doğumlu. İlk ve orta öğrenimini doğduğu şehirde yapmış. 1981 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmiş. “Nasip” kavramına gönülden inanan Hasan Duruer’e, 1984 yılından itibaren önce Balıkesir Burhaniye Kaymakam Vekilliği, ardından da Sivas-Kangal ve Diyarbakır-Çelmik Kaymakamlığı, Şanlıurfa Vali Yardımcılığı (6 yıl), Bursa-Karacabey Kaymakamlığı (4 yıl), Sakarya - Sapanca Kaymakamlığı (5 yıl) ve İstanbul Avcılar Kaymakamlığını (3 yıl) yürütmek nasip olmuş. 19.12.2008 tarihinden bu yana, 21185 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Mardin Valisidir.
Annesinin bulduğu “Çapanoğullarının kızı Zeliha hanım”la evli Hasan Duruer’in, kendisi gibi hukuk okuyan üniversite öğrencisi Elif, ilköğretim 5’e giden Ahmet adlı iki çocuğu bulunuyor.
Mardin’e gittim, gezdim, gördüm; Erdoba’nın garsonuna “valinizi tanıyor musunuz?” diye sordum; işte cevabı:” İyi tanıyorum, gece 1’de 2’de sokaklarda el feneriyle dolaşırken görüyorum.” Onunla 23.00’de Mardin’in abbaralı (altı tünel üstü ev) sokaklarında dolaşırken, tellakla, ev hanımlarıyla, ayakkabı boyacılarıyla karşılıklı sohbet ve muhabbetlerini görünce, garson kardeşimize hak vermemek elde değil…
Dakiktir; öylesine dakiktir ki, saatinizi onun toplantılarına veya açılışlarına göre ayarlayabilirsiniz.
Bekletmez ve beklemez; diyelim 17.00’de sergi açılışı var, ilgililer “efendim sayın milletvekillerimiz yoldalar, on dakika beklesek” filân diyecek olsalar, sorar: “Açılışın bu saatte olduğu biliniyor muydu?”, “evet”, “öyleyse hayırlı olsun” der, kurdeleyi keser yürür. Yüzlerce benzer örnek anlatılmaktadır.
Onun olduğu her ilçe, her vilayet “şantiye”ye dönmüştür; altyapı üstyapı ayırmaz, fidana, süs bitkilerine, süs bitkiciliğine bayılır; onun görev yaptığı yerin belediyesi rahat eder; zira yaptıklarının yarısı belediyenin de görevleridir ama bir kere de ağzından “ben yaptım, ettim, onların göreviydi” sözlerini duyamazsınız.
Restorasyon aşığı, restorasyon uzmanı, restorasyon dahisi, restorasyon delisidir. Zaman ve mekân tanımadan restorasyonla uğraşır; ha bir de 10 trilyon keşif bedelli işleri 2,5 trilyona bitirmesi ile ünlüdür.
Bir gösterişsizlik abidesidir; fotoğraftan, basından hiç hoşlanmaz; nutuk atmaz, beyanat vermez; tek yaptığı “iş, iş, iş…”; “ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” sözü düsturudur.
Tarih, kültür, eğitim, yokluk ve yoksullukla mücadele, birincil öncelikleridir.
Uluslar arası Sapanca Şiir Akşamları’nın ilk beşinin başında bulunan Hasan Duruer, bir buçuk yıllık görev yaptığı Mardin Valiliği’nde yüzlerce seminer, konferans, panel, konser, tiyatro gösterimi, sempozyum ve bienale de imza atmış durumda. GAP Kültür Birliği Başkanı olarak yaptığı yarışmalar, konserler, buluşmalar, dağıttığı kitaplar da cabası.
Gerçek bir Türk, gerçek bir Müslüman’dır; bunları konuşmaz, “gereğini yapar.”
Mardin Valiliğine başladığı gün tüm çalışanlara çalışma anayasasını şu sözlerle açıklamıştır : “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın, Yaratılanı sev, Yaratandan ötürü.“
En sevdiği “bin yıldızlı rüzgârlı palas”ta uyumaktır; yani, Mardin evlerinin damlarında…
Her şeye bir bütün olarak bakar; insana, kuruma, şehre, ülkeye, dünyaya, hayata… “Bir”den, “bütün”den, “tek”ten yanadır daima; gece gündüz birlik beraberlik ve bütünlük yönünde çalışması da bundandır.
Yarım asırlık ömrü ülkesi için gece gündüz çalışmakla geçmiş birisidir o.
Duruşu, bakışı, yaptıkları, yapmadıkları, yaptırtmadıkları destan olur.
Hasan Duruer, 21. yüzyıl Türkiye’sinde bir efsane validir.
Hem de yaşayan efsane.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.