Allah selamet versin, bir hocamla ne zaman eğitim meselelerini konuşsak, bana hep şu sözünü tekrar ederdi: “Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır.” Merkeze öğretmeni alan, eğitim öğretimin tüm olumlu olumsuz sonuçlarını ona bağlayan bir bakış açısı. Önemli ama tek taraflı bir yaklaşım.
Aslında eğitim öğretimle alakalı olarak konuşan herkes, sözü muhakkak bir şekilde öğretmene getirir. Her tür değerlendirmeden nasibini alır öğretmen…
“Nerede eski öğretmenler… Onlar fedakâr, bilgili, ciddi idiler…”
“Şimdiki öğretmenler, her çalışmayı paraya endekslemişler. Ders dışı ne yapacak olsalar karşılığında ücret ister oldular.”
“Yeni nesil daha cevval, teknolojik, bilgili, onlardan çok umutluyum.”
“Yeni öğretmenler daha anlayışlı, sevecen, iletişim becerileri yüksek!”
Velhasıl, olumlu olumsuz pek çok değerlendirme dinlemek mümkün.
Peki ya hakikat? Hakikat çok, tek değil.
Resmi ve özel eğitim- öğretim kurumlarında bir milyon iki yüz bini bulan eğitim ordusunda elbette renk renk, birbirinin aynısı ve zıddı insanların olması çok tabiidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.