• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 15 °C
  • Konya 10 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 10 °C
  • Bursa 14 °C

Mehmet Niyazi'den: Hukuk ve vicdan

Mehmet Niyazi'den: Hukuk ve vicdan
Siyasilerimiz, aydınlarımız, bilim adamlarımız yapılacak yeni anayasa ile sorunlarımızın çözüleceğine inanıyorlar; bu onlar için adeta sihirli değnek.

Batı gelişmiş, biz geriyiz. Gelişmişliği ve geriliği sadece yönetimle ilgili görüyor, oradaki bir kurumun veya bir metnin bizde bulunmamasını sorunlarımızın kaynağı sanıyor, ona sahip olmak için adeta histeriye yakalanıyoruz. Anayasamızın olmadığını fark edince, bütün sorunlarımızın buradan kaynaklandığına inandık; ona sahip olmakla kurtuluşa ereceğimizden şüphe etmedik. En yeninin en güzel olduğunu kabul ettiğimizden de 1832 tarihli Belçika Anayasası'nı aldık; ona Prusya Anayasası'ndaki devlet başkanlığı maddesini monte ettik. Parlamentomuz iki meclisten oluştu; birisi halkı, diğeri zadeganları temsil edecekti. Oysa biz milletçe ayrılıkların milli bünyeyi dinamitleyeceğini bildiğimiz için doğmaması uğruna azami dikkati tarih boyunca gösterdik. Hatta böyle bir zümreleşmenin gerçekleşmesini önlemek maksadıyla hanedan mensuplarının tanınmış ailelerin kızlarıyla evlenmelerini yasak etmiştik. Bu anayasa ile sosyal bünyemize farklılıkların tohumu ekiliyordu. Osmanlı-Rus Savaşı, anayasanın yürürlükten kalkmasına sebep oldu; 1908'de bazı maddeleri değiştirilerek tekrar yürürlüğe konuldu.

İlk ve son milli anayasamız Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin yaptığı kısa, özlü anayasadır. Onunla milli mücadele yıllarını geçirdikten sonra 1924'te meclis hakimiyetini öngören anayasamızı Almanya'dan adeta iktibas ettik. Atatürk'ün, İnönü'nün döneminde meclis sisteminin hakim olduğunu aklı başında bir insan söyleyebilir mi? Süper başkanlık sistemi yok mu idi? İşin garip tarafı milli şeflik sisteminin kurulmasını sağlayan anayasanın kılına dokunmadan çok partili hayata geçtik. Aynı anayasa ile hem milli şeflik sistemini, hem de çok partili demokrasiyi uyguladık. Sonra da Menderes'i, anayasayı ihlal etti bahanesiyle idam ettik. 27 Mayıs darbesinin ardından, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki Alman Anayasası'nı esas alıp anayasa yaptık. Fakat onu tanınmaz hale getirdik. Demokratik bir rejime "Tabii senatörlük", "Kontenjan senatörlüğü" gibi kavramlar ilave ettik. Almanya savaştan yeni çıkmıştı; devlete, vatandaşına iş bulmak mecburiyeti yüklenirse, yerine getiremez düşüncesiyle projedeki maddeyi metne geçirmemişlerdi. Fakat biz o maddeyi metne aldık; milyonlarca işsizle devletimiz anayasamızı ihlal etmek zorunda kaldı. İdeolojik gayretlerle içtihatlar yaparak da kanun koyucuyu ve yürütmeyi yargının, yani bürokrasinin denetimine aldık; ona da "Hakimiyet milletindir" dedik. 1982 Anayasası'nın sıkıntılarını yaşadığımız için yeni bir anayasanın ihtiyacını duyuyoruz.

Atinalıların kanununu yapan Solan'un "Üstün kanunlar yaptığına inanıyor musun?" sorusuna şu cevabı verdiğini unutmayalım: "Hayır, Atinalıların ihtiyacı olanı yaptım." Ve sonra ideal yasayı yapmanın kolay, uygulamanın zor olduğunu zihnimizden çıkarmayalım. Bu da ancak uygulayıcılarda vicdan teşekkül etmesiyle mümkündür. Vicdanın temel kaynağı dindir; metafiziktir. Elbette ateistlerin arasında da yüksek ahlaklı insanlar çıkabilir; ama bunlar istisnaidir. Tatbikatçılarda vicdan oluşmazsa, en adil kanunlar ideolojinin, menfaatin maymuncuğuna dönüşürler. Nitekim 367 yorumu buna somut örnektir. Bir adayın son gün mahkûm olduğunu, ama bir başkasının iki buçuk yıldır tasdiki bekleyen cezasına ait dosyanın ele alınmadığını gazetelerde okuduk. Ünlü bir yeğenle ilgili evrakın da zamanaşımından bir gün sonra bulunduğu yine yayın organlarına yansımıştı. Bir başsavcıyı kurtarmak için neler yapıldığını milletçe ibretle seyrettik. Beynini hukuk bilgisiyle donattığımız evladımızı dinî bilgilerle, eğitimle vicdan sahibi yapmazsak, daha çok ucubeliklere şahit olur, şehitler diyarı ülkemizde huzuru, güveni bir türlü bulamayız.

11.07.2011 Zaman

Bu haber toplam 622 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim