• İstanbul 21 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 23 °C
  • Konya 18 °C
  • Sakarya 24 °C
  • Şanlıurfa 26 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 24 °C
  • Bolu 20 °C
  • Bursa 23 °C

Mehmet Niyazi'den: Tarih tekerrür mü ediyor?

Mehmet Niyazi'den: Tarih tekerrür mü ediyor?
Piri Reis'in "Trablus halkı devletlu Hünkar'a bir kâğıt gönderip bir sancak beyi ister." kaydından Libya ile ilişkimizin Kanuni döneminde başladığını biliyoruz. Bu sırada Libya, İspanya'nın işgali altındaydı.

"İttihat ve Terakki"nin halkı kendilerine karşı kışkırttığını iddia ederek İtalya, Osmanlı'nın Libya'ya asker göndermesini protesto etti. 29 Eylül 1911'de burayı işgale kalkıştı. Miralay Neşet Bey'in kumandasındaki Osmanlı askeri İtalyanlara karşı koydu; Bingazi'deki Sunusiler de bütün imkânlarıyla Osmanlı birliklerine yardımcı oldular. Enver Bey'in komutasında Osmanlı'nın genç subayları da yardımlarına geldi. Büyük şaşaalarla Libya'ya çıkarma yapan İtalyanlar, karşılaştıkları direnç sebebiyle kıyılara çakılıp kaldılar. Görünüşte İtalya Kralı'nın kayınpederi olan Karadağ Kralı'nın çabalarıyla Osmanlı'ya karşı Balkan Savaşı organize edildi; aslında bu savaşı Rusya ile Almanya tezgâhlamıştı. İtalya ile Osmanlı Uşi (Qouchy) Andlaşması'nı imzalamalarına rağmen, Libya'nın savunması için arkada Yüzbaşı Aziz Bey'i bırakıp Sunusilerin de rızasını alarak Enver Bey, diğer genç subaylarla birlikte geri döndü.

I. Dünya Savaşı'nda İngilizler tarafsız olması şartıyla Libya'da bir devlet kurup Sunusi'yi kral yapmak istediler. Şeyh Sunusi, onların teklifini reddederek İngilizlere karşı silaha sarılıp Osmanlı'nın yanında yer aldı. Trablus bölgesindeki savaşı yönetmesi için Enver Paşa, kardeşi Nuri Bey'i gönderdi. Şehzade Osman Fuad Efendi de Afrika Grupları Kumandanlığı'nı üstlendi. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Mustafa Kemal Paşa'nın isteği üzerine buradaki mücadeleye Türkler son verdi. Sirte'de direnişi sürdüren Ömer el-Muhtar'ın yakalanıp idam edilmesiyle işgal tamamlandı. İtalyanlar, Libya'yı ana vatan yapmak için ziraate elverişli olan yerlerine köylülerini yerleştirmeye başladılar.

II. Dünya Savaşı'nda Afrika'daki çarpışmaların büyük kısmı Libya topraklarında cereyan etti; yakıldı, yıkıldı. İtalyan-Alman kuvvetleri yenilip Libya'dan çıkınca, İngilizler Trablus ve Bingazi'de, Fransızlar Fizan'da askerî yönetimlerini oluşturdular. Birleşmiş Milletler'de Libya'nın kaderi tartışılırken son derece fakir olduğu için ne Araplar ne de bir başka devlet yanlarında yer almıyordu. Türkiye, her türlü riski üstlenerek mücadeleye girişti. İtalyan kolonilerinin kaderini belirlemek için oluşturulan komisyonda Türk delegesi, Libya'nın galiplerin himayesine verilmesine karşı olduğunu ve bütün olarak bağımsızlığının tanınmasını, bu husustaki kararın Libyalılarca alınması gerektiğini savundu. Bu sırada Berka'da geçici hükümet kuran Şeyh İdris Es-Sunusi, bürokrasisi için Türkiye'den uzmanlar almaya başladı. "Hizbul-İttihadi Trablus-ı Turki" adında kurulan parti, Libya'nın bağımsızlığı, bu gerçekleşmezse Türkiye'ye iltihak etmeleri gerektiğini savunuyordu. Bütün bu çabalar sonucunda Birleşmiş Milletler 1 Ocak 1952 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bağımsızlığını tanıdı.

1959'da zengin petrol yatakları bulundu; Arap Birliği ve Avrupa tarafından ciddiye alınmaya başlandı. 1 Eylül 1969'da darbe yapıldı; dört yıllık subay olan Kaddafi, kendisini hem albay hem de ihtilal konseyi başkanı ilan etti. Daha sonra "Yeşil Kitap"la dünyada üçüncü yolu temsil etmeye kalkıştı. Petrol zenginliğiyle kabına sığmaz bir hale geldi ve ülkesini bugünkü duruma sürükledi.

Son dönemlerde petrol gelirleri düştü; Batılıların ilgisine bakılırsa, yeni rezervleri mutlaka vardır. Batı'nın sırtlanlarından birisi Libya'yı bir kuklasıyla ele geçiremezse, aralarında paylaşacakları anlaşılmaktadır. Araplar en fazla bir iki bildiri yayınlarlar; fakat Türkiye, mutlaka ağırlığını koyacaktır. İnancım odur ki; tereyağından kıl çeker gibi, bu hengâmeden Libya'yı bir bütün olarak çekip çıkaracaktır. Ne dersiniz, Libya için tarih tekerrür mü ediyor?

29.08.2011 Zaman

Bu haber toplam 770 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim