Hayvan gibi vagonlara doldurdukları kadınlar, yaşlılar ve çocukların çoğu, bir ay süren yolculuk sırasında açlık, susuzluk ve hastalıktan öldü.
20 bin kadar Kırım genci ise o sırada Kızıl Ordu mensubu olarak cephede savaşmaktaydı.
Evlerine döndüklerinde, hiç kimseyi bulamadılar ve sürülen yakınlarının peşlerine düştüler.
Kırım'ı arındırma operasyonu sırasında, Arabat köyünü unuttuklarını fark etti Sovyetler.
Onları da gemiye doldurup deniz ortasında sulara gömdüler.
Böylece temizlik harekâtı başarıya ulaşmış ve Kırım'da tek Kırımlı Tatar bırakmamış oldular.
***
Kırımlılar'dan geriye kalan bütün mal varlığına el konuldu.
Camiler yağmalandı, eğlence mekânı haline getirildi.
Mezar taşları sökülerek inşaatlarda kullanıldı.
Şehir ve köylerin isimleri değiştirildi.
Sovyet kayıtlarında 151 bin 604 kişinin Özbekistan'a, 31 bin 551 kişinin ise Rusya'nın farklı yerlerine yerleştirildiği belirtilmektedir.
Özbekistan şartlarına uyum sağlamakta zorlanan Tatarların yarısı verem, sıtma, tifo ve açlık gibi sebeplerden hayatını kaybetti.
Sürgün edilenlere ödenmek üzere ayrılan bütçenin önemli bir kısmı, hak sahiplerine hiç ulaştırılmadı.
***
Ata yurdundan koparılan Tatar çocukları, götürüldükleri yerlerde Rusça eğitime tâbi tutuldu.
Ana dilleri unutturulmaya çalışıldı.
Kendi örf, âdet ve gelenekleri yasaklandı, hep ayrımcılığa maruz bırakıldılar.
Toprağından sökülüp başka yere bırakılmış fidanlar gibiydi her biri.
Ancak mücadele sürmekteydi, baskılar yıldırmaktan ziyade onları birbirine kenetledi.
Ve "Ey güzel Kırım" türküsünü söylediler yıllar boyu; usulca ve gözyaşları eşliğinde.
***
Kırım Tatar Milli Mücadele Hareketi sürgünden hemen sonra başladı.
1962 yılında Kırım gençleri bir araya gelerek bir cemiyet kurmak için teşebbüste bulundular.
Mustafa Cemiloğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, vatana dönüş için Kırım Türk Gençlik Birliği kurulması kararlaştırıldı.
Ancak bazı provokatörlerin devreye girmesi ve toplantıdan birkaç gün sonra iştirakçilerden birkaç kişinin tutuklanmasıyla, bu teşebbüs uygulamaya geçemedi.
Toplantıya katılanlardan bazıları işlerinden atıldı, bazılarının okullardan kayıtları silindi.
Mustafa Cemiloğlu da çalıştığı fabrikadan çıkarılmıştı.
***
Uzun yıllar süren zorlu mücadelelerden sonra, 80'li yıllarda ana vatana dönüş başladı.
1987'de 2 bin 300 kişi Kırım'a ulaşmayı başarmıştı. İki yıl sonra 28 bin Kırımlı ata toprağına kavuştu. Sürgünden 50 yıl sonra ise 80 binin üzerine çıkmıştı bu sayı.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlığa kavuşan Ukrayna'ya bağlı özerk bir cumhuriyet olan Kırım'da yaşayan 2 milyon 600 bin kişilik nüfusun 1995 sayımına göre yüzde 67'sini Ruslar, yüzde 22'sini Ukraynalılar, yüzde 10'unu ise Kırım Türkleri oluşturmaktadır.
Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri olan Cengiz Dağcı, Kırım sancısını kitaplarında çok güzel anlatır.
20 Mayıs 2011 Yeni Şafak































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.