Elimde bir rapor var. Merkezi Londra’da olan Islamic Human Rights adlı bir insan hakları örgütüne ait. Çin’in Uygur Bölgesine Yönelik Politikaları Üzerine Düşünme adını taşıyan rapor 5 Temmuz 2009 tarihinde yaşanan olayların şahitler tarafından anlatımını ve değerlendirilmesini içeriyor: Öğrenci hareketi olarak başlayan protesto yaklaşık bin kadar Uygurlu gencin Çin hükümetini boykot etmesi ile gelişiyor. Gençler Uygur işçilerin devletten gördükleri eziyetleri protesto ediyorlar. Ülkenin siyasi kültürü farklı din ve kültürleri temsil eden grupların birbirlerine karşı hoşgörülü olmalarını sağlayacak bir yapıya haiz değil. Uygurlar Müslüman olmaları sebebiyle sadece devlet yönetimi tarafından değil, diğer etnik çoğunlukların bazıları tarafından da düşman addediliyor. Her ne kadar bu çatışmalarda din önde duran faktör olarak görülse de ekonomik çıkar kavgaları en temeldeki anlaşmazlıkları körükleyen unsur oluyor. Nitekim Uygurların çalışkanlıkları, yaşadıkları bölgelerdeki fabrikaların en dürüst elemanları olmaları toplumun diğer kesimleri tarafından tepki almalarına sebebiyet veriyor.
Hükümetten yapılan açıklamaya göre o gün sıkı yönetim olmasına rağmen sokaklarda dolaşanlar tutuklanıyor. Ölenlerin sayısı 197 olarak ilan ediliyor, yaralananlar da 1721. Polis ölen ve yaralananların Uygur olmadığını, yaralıların hemen kendileri tarafından hastanelere kaldırıldığını iddia ediyor. Uygurlar ise gecenin ilerleyen saatlerinde yaşadıkları Uygur mahallelerine polisin geldiğini, birden bütün bölgede elektriğin kesildiğini ve polisin karanlıkta katliam yaptığını söylüyorlar. Üç gün üç gece Uygurların evleri yerleri yakıldı yıkıldı. İş yerleri, dükkanları yağmalandı. Erkekler, aileleri bir daha haber alamayacak şekilde gözaltına alındı.
Bütün bu olaylar hafızalarımızda hâlâ canlılığını koruyorken yeni bir Sincan olayları, yaklaşmakta olan mübarek Ramazan ayını da kana bulamaz dua edelim...
22.07.2011 Yeni Akit































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.