• İstanbul 19 °C
  • Ankara 23 °C

'Müfredattaki Sanat'a bir mola: Ama bizim sorunumuz evrensel değil

Elif SÖNMEZIŞIK AYDIN

2014 yapımı The Monuments Men (Türkçemize “Hazine Avcıları” olarak kazandırıldı!), sektör sinemasının bir ürünü olmasına rağmen verdiği önemli mesajlarla özel bir yerde duruyor.

 Popüler sinema figürü George Clooney, filmin hem yönetmeni, hem senaristi hem de başrol oyuncusu. Clooney’in sanat sahiplenmesine dair özel çabasını gözlemlediğimiz bir yapım.

Film bizi, savaşın filmlerde de popüler tarihte de okullarda da anlatılmayan bir cephesine götürüyor; sanat cephesi. 

Savaşla sanatı bir araya getirmek kelime nazarında bile güç. Ancak her iki dünya savaşında hakikaten de böyle bir cephe açılmış.

Film, 1943 yılında savaşın son demlerinde geçiyor. Almanlar savaşı kaybedip çekilmeye başladığında Fransa ve İtalya gibi ülkelerin sanat stoğunu da boşaltmaya başlıyor. İşgal ettikleri bölgelerdeki müzeler, sanat galerileri ve özel koleksiyonlardaki eserler, sessizce kaçırılıyor ve trenlere yükleniyor. Tehlike fark edilince başlarına komutan olarak Amerikalı sanat tarihi profesörünün atandığı, sanat eseri uzmanlarından bir bölük oluşturuluyor ve Almanların çekilmekte olduğu bölgelere gönderiliyor. Görevleri, kayıpları tespit edip kaçırılma planlarını araştırmak, en nadide eserlerden başlayarak kurtarma operasyonları gerçekleştirmek ve gerekirse bu uğurda hayatlarını tehlikeye atmak.

Bir grup sanat uzmanından bir asker bölüğü çıkarılmasının tek yolu kısa süreli bir askerî eğitim oluyor ancak çatışma ve cephe tecrübeleri olmadığından son derece zor anlar yaşıyorlar, hatta bu uğurda bir arkadaşlarını yitiriyorlar. Yine de bu tehlikeli serüvene dâhil olmaktan pişman olmayıp bu uğurda ölmeyi yeğlediklerini, bundan onur duyacaklarını dile getiriyorlar.

Araştırma esnasında cephedeki asker ve komutanlar, bu bölüğün vazifesini de azmini de son derece tuhaf buluyor. “Bunca adamım ölürken bana ne sanat eserinden!” şeklinde özetlenebilecek tepkilerle karşılanıyorlar. Filmin bam teline vuran sahnesindeki cümleler ise bizzat Clooney’in canlandırdığı Frank Stokes’in dudaklarından dökülüyor. Tek tek titizlikle seçtiği ve komuta ettiği sanat uzmanlarına görevlerinin kutsallığını ve mahiyetini şöyle izah ediyor:

Devamı: https://www.yenisoz.com.tr/yazarlar/mufredattaki-sanata-bir-mola-ama-bizim-sorunumuz-evrensel-degil--3989/

Bu yazı toplam 76 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim