• İstanbul 16 °C
  • Ankara 11 °C
  • İzmir 13 °C
  • Konya 7 °C
  • Sakarya 9 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 13 °C
  • Bolu 13 °C
  • Bursa 15 °C

Muhsin Meriç'ten: Şam-ı Şerif'e 'şâm-ı garîban' çöktü!

Muhsin Meriç'ten: Şam-ı Şerif'e 'şâm-ı garîban' çöktü!
Şam, Farsça'da 'akşam' demek; "Zemine şâm-ı garîban yavaş yavaş çöktü" der merhum Akif.


Üstad Bediüzzaman'ın 101 sene evvel on bin kişiye hutbe irad ettiği, Başbakan Erdoğan'ın "Bir gün hep birlikte namaz kılacağız" dediği mescid… 

Şimdi o da mahzun! 

O vakitler, şimdiki gibi Kasiyun Dağı'ndan Şam bombalanmıyor, tayyarelerin attığı bomba yüklü varillerle masumlar katledilmiyordu hiç olmazsa! 

Ne çok zulüm biriktirmiş ki meğer Şam'ın Sfenksleri, yapılan dualar kifayet etmedi ıslahlarına. Kahırlarını bekler oldular şimdi! 

Der'a'da müesses nizamın değiştirilmesini isteyen masum çocukların canlarına kastedilince çıkan kıvılcım çok geçmeden Şam-ı Şerif'in civarına yayıldı. 

Bir zamanlar "Mübarek gecelerde sarı renkli bir aslanın gezdiği" söylenen Şam'ın sokakları şimdi her gece vahşi bir aslan olan Esed'in akıttığı kanlara boyanıyor! 

Hem de ne kan! 

Şam-ı Şerif'in Cennet kokan toprağına son yirmi ayda elli bin şehit düştü. 

Zindanlarında iki yüz bin can, esir şimdi. 

Bugünkü kadar beklenmemişti 'Ak Minare'ye inecek olan Hz. İsa Aleyhisselam!

Bugünkü kadar incinmemişti Şam'ın muazzez sakinleri Nureddin Mahmud ibn Zengi ve Kudüs Fatihi Selahaddin Yusuf ibn Eyyub… 

"Bir inkılâbı yarım bırakmaktansa, hiç yapmamak evladır" diyen Şam'ın hakiki aslanları ve Suriye'nin gerçek sahipleri 'hayat memat' harbine soyundular.

Onlar dirildikçe ümmet dirildi.

Onlar direndikçe ümmet direndi. 

Esed rejimiyle değil sadece, yedi düvelle cenk ediyorlar izzet ve istiklal için! 

Şark'ın, Garb'ın, Frenk'in, Acem'in oyunları bir bir döküldü ortaya. 

Boşa denmedi Suriye'deki inkılâba 'furkan harbi' diye. 

Boş yere söylenmedi Suriyelilerin inkılâbına 'devrimlerin incisi ve bel kemiği' diye.

Bugünlerde kime rastlasam, "Nereye gidecek bu işin sonu?"diye soruyor. 

Cevap zor değil: Biz nereye gidersek Suriye oraya gidecek, Suriye nereye giderse biz oraya gideceğiz!

Afroavrasya'nın tam merkezindeki Şam'a kim sahip olursa bölgeye o hükmedecek! 

Bu hâkimiyet harbinin kurbanları oluyor Şam'ın evlatları! 

Türkiye kalkındıkça kardeşlerine kol kanat geriyor; tarihin omuzlarına yüklediği şerefe münasip bedeli de ödüyor. 

Şimdi kapısına gelmiş iki yüz bin Suriyeliye kucak açtığı gibi, soğuk kış arifesinde, Suriye içinde muhacir ve mülteci olmuş dört milyon insana da el uzatma zamanı. 

Şiiler, Kerbela akşamına da 'Şâm-ı garîban' derler. Şimdi Suriye'de her yer Kerbela! Her gün Aşura! Her yer Gazze! 

Dilimizden duayı, elimizden infakı düşürmeyelim lütfen.

 

28.11.2012 Yeni Akit

Bu haber toplam 636 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim