Anıtkabir’in, bireysel ziyaret merkezi olmaktan çıkıp siyasal bir merkeze dönüşmesinin başlangıcı Cumhuriyet mitingleri zamanıdır. Atatürk imajının gücüne ve resmi ideolojinin yegane sembolü olmasına rağmen, ziyaretlerin görünürlüğü yıllardır dikkat çekecek boyutta değildi. Sadece Anıtkabir ziyaretleri değil resmi bayramlar da son zamanlarda içerdiği anlamı taşımıyordu. Çoğu kez, öğrencilerin mecburi katılımı dışında varlığı hissedilmeyen kutlamalar yapılıyordu.
Kuva-yı Milliye, Mustafa Kemal, Atatürk sembollerinin 1938’den sonra ilk kez böylesine güçlü şekilde avdet etmesi yakın zamanların ve içinden geçtiğimiz değişimin tabii bir sonucudur. Şaşırtıcı olmadığı gibi, yanlış da değildir.
AK Partili yılların siyasal sistem üzerinde kurduğu üstünlük, buna karşılık klasik Cumhuriyet ideolojisini temsil eden CHP’nin giderek gerilemesi ve dar bir alana hapsolması temsil ettiği kitleleri de sembollere yöneltti.
Laik elitler Erdoğan’ı anladı ama...
Anıtkabir’in siyasal hayatımıza girdiği 2006-2007 yılları; yani AK Parti’nin ilk iktidar dönemini kapatıp ikincisine hazırlanmak üzere olduğu sıralar; özellikle Cumhurbaşkanı’nın tayin etme aşamasıdır. Sonrasını biliyoruz. Müthiş ziyaret rakamları ardından müthiş seçim yenilgileri getirmekten başka bir sonuç doğurmadı.
O ziyarette sergilenen Kemalist sembolizm, bugün Atatürk’ün siyasal tarzını, topluma dair fikirlerini ya da 1920’li 30’yılların jakoben modernleşmesinden çok özellikle Tayyip Erdoğan siyasetine karşıtlığı temsil ediyor.
Ne var ki, bugünün Türkiyesi Anıtkabir’e yapılan değil yapılmayan ziyaretlerin istatistiği üzerinden şekilleniyor.
Yazının devamı: http://haber.stargazete.com/yazar/anitkabir/yazi-806219































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.