Hayatını azim ve iradeyle kullandı, ömrünün hakkını fazlasıyla verdi ve üretti, eserler ortaya koydu; Nurettin TOPÇU Hocamızın dergisi (daha doğrusu Hoca'mızın kurduğu ve son döneminde Ezel ERVERDİ arkadaşımız öncülüğünde talebelerinin çıkardığı HAREKET) yoluyla önce onun yazıları, sonra yakınındaki talebeleri, daha sonra da sohbetleriyle tanışarak "HAREKET HALKASI"na dâhil oldu. Derginin yükselen etkili yayın yıllarında, Hoca'nın 1975'de vefatından ardından ona uzatılan dillere karşı verilen cevaplarda, ansiklopedi yayıncılığında ve o çevreden ayrılıp Ankara merkezli TYB KURULUŞU vb. büyük işlere koyulduğunda da Nurettin Topçu Hoca saygı ve sevgisini hep gündemde tuttu; vefatının beşli ve onlu devir yıllarında - çoğu zaman yanına malî destek kuruluşları da alarak - TYB öncülüğünde BİLGİ ŞÖLENLERİ düzenledi (son ikisi 40.Yıl anısına 2015 İstanbul ve 2016 Erzurum toplantıları idi; darısı 2025 / 50. Yıl anısına diye bekliyorduk). Türklük bilincinde bir kusur yoktu ve o bilinçle önce Türkçe'nin savunulması gayretleri, ansiklopedi boyutuna çıkardığı büyük sözlük çalışmaları ve kitap yayınları, bu arada bağımsızlığına kavuşan TÜRK CUMHURİYETLERİ yoluyla TÜRK DÜNYASI'na yönelik projeler üretti ve orasıyla kendi ölçüleri içerisinde köprüler kurulmasına çaba sarfetti. Bakanlıklar ve Belediyeler destekli onlarca konuda onlarca Bilgi Şölenleri vb toplantılar düzenledi. Bütün bu yoğunluk içerisinde nice kitaplar yayımladı (çök süratli yazdığı bilinir).
Çoğu Nurettin TOPÇU toplantıları olmak üzere hayli beraberliklerimiz oldu.
Güncel siyasî konular ve cemaatler bahsinde hayli faklı düşünürdük. (Şahsen, onun günümüz muktedirlerine ve cemaatlerine açtığı sınırsız kredileri asla tasvip etmedik, ki bu tamamen bir başka bahis...) Nurettin TOPÇU yorumunda da farklarımız vardı; kendimiz, N. Topçu'nun MEDENİYETTE İSLÂMCI, SİYASETTE ANADOLUCU olmakla birlikte DİLDE ve KÜLTÜRDE TÜRKÇÜ olduğuna inanıyorduk - Erzurum bildirimiz de bu konuda idi - o ise (anladığım kadarıyla) TÜRKÇÜLÜK deyince SİYASÎ TÜRKÇÜLÜK'ten başkasını akletmiyor ve onu TURANCILIK ile özdeş sayıyordu. Şüphesiz başka farklılıklarımız da vardı.
Enerjik, hayat dolu ve sağlıklı bir insan olarak bilirdik. O enerjisiyle koştu/koşturdu, yazdı/yazdırdı; üretti/ürettirdi....Ama bu yılın başında hastalandığını duyduk (meğer az daha önce, Aralık'ta rahatsızlanmış), süreci oğlu Melih kanalıyla takip ettik, ümitli idik, ama olmadı 11 Ağustos'ta kaybettik!.. Sevenlerini üzdü ve gitti!..
12 Ağustos'taki cenaze törenine katılmak nasip olmadı.
Ne denir!...
Korkut Ata'mızın söylediği gibi:
"GELİMLİ GİDİMLI DÜNYA"
"SON UCU ÖLÜMLÜ DÜNYA!.."
Allah rahmet ve mağfiret eylesin!...
Ailesi, câması ve dostlarının başı sağolsun!..
Cümle sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz efendim!...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.