Genç kadın merhamet ile dolan kalbinin sesini dinleyerek o gün, o mübarek gün bir iylik seferine çıktı.
Dinimiz fukaraya yardım edin diyordu. Ama gelin görün ki, oturdukları sitede fakir yoktu. Yan sitede, ötekilerde durum aynı.
Bunda şaşacak bir şey yok. Bu sitelerde hali vakti yerinde olanlar oturuyor. Fakir bulmak mesele.
Uzaklara, şehrin kenar mahallelerine gitmek lazım. Oralar da korkulu yerler. Allah göstermesin insanın başına neler gelir. Her gün gazetelerde neler okuyoruz.
Genç kadın bütün bu kötü düşünceleri aştı, o yıkık dökük mahalleye ulaştı. Mahalle tepeden dereye doğru teras teras iniyor. Gecekondu değil. Azınlıkların terkedilmiş apartman eskilerinden oluşuyor. Yıkılacakmış gibi binalar, daracık sokaklar. Pencereden pencereye çekilmiş çamaşır ipleri.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/MustafaKutlu/gul-ve-diken/38619































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.